Gittiği günden beri..!
Acılarım ağlattı beni.
Gözyaşlarım yazmaya mecbur etti.
Kalbimi hissetmeye değil,
Düşünmeye zorladı.
Hala devam eden düşünceler,
Kültür; tarihî, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddî ve manevî değerlerdir. Kültüre ait değişmeler, cemiyetlerin gelişmesinde en esaslı faktörlerden birisidir.
Kültür değerlerimiz arasında en başta dil gelir. Dil bizim için tabiî bir mirastır. Bu miras sayesinde biz, asırlar boyunca devam eden varlığımızdan ve hayat tecrübelerimizden haberdar oluruz. Kültür varlığımızı, bütün zenginliği ile dil sayesinde öğreniriz. Dilimiz, millî
varlığımızın en önemli taşıyıcısıdır. Bizi “ezelden ebede” o taşır.
Türkler, yüzyıllar boyunca gerek göçebe gerekse yerleşik hayatlarında tüm duygularını dil ve edebiyatla en güzel şekilde ifade etmişlerdir.
Türk tarihi ve onun bünyesinde meydana gelen Türk edebiyatının başlangıcı çok eski zamanlara dayanmaktadır. Çok geniş bir sahaya yayılmış olan bir Türk kültürü ve edebiyatı vardır. Bu edebiyatın bir parçasını da Irak’ta yaşayan Türkmenlerin kültürü ve edebiyatı
oluşturmaktadır.
Bunca yakın besteler arasında,uzaktan duyulan o sesi seçtim çünkü onu duyduğum an, hemen dokundu duygularımın teline.
Şimdiye kadar bestelenmeyen! Defalarca dinlenirse, hiç bıktırmayacak kadar güzel bir ses. Dokunmadan bir insanı yaşamak
deliler gibi sevmek okuduğumuz sadece hikayelerde yaşanır diye düşünsek de,
Ama koşulsuz ve şekilsiz sevmek daha güzelmiş. Bunu onunla her gün yaşıyorum.
Vücudu benden çok uzak olsa da, sesiyle kulaklarımdan kalbime akan, oradan ruhuma dokunan, et ile kemik kadar yakın.
Mutluluk her insanın aradığı nihai bir hedefse, o zaman mutluluğun tam olarak ne anlama geldiğine dair bir sürü tanıtımlar yazabiliriz,lakin konuşabildiğimiz bir dilin içerdiği sözcükleri ile sınırı olmayan bir akılı bir kalbi ne kadar ifade edebiliriz ki. İşte o zaman şunu anlıyoruz,herkesin düşündüğü istediği mutluluk kavramı farklıdır mesela bana göre: Mutluluk;
- İnsanların yüzünde sevinci çizebilmektir.
- Yazdığın bir yorumun altında başkasının attığı gülüçük ifadesini görmektir.
- Bir duada adının anılmasıdır.
- İnsanlardakini düşünmeden Allah'tan istemektir.
- Huylarını benimseyen seni sen olduğun için seven kişinin varlığını yanında hissetmektir.
Gün 13 şubat
Saat tam 23:59
Pencereden bakan
Yalnız bir insan.
Çok sakin bir gece
Çabuk geçiyor zaman
Hüzün rüzgarı estiğinde,
Kendime huzurlu şehir arıyorum.
Mutluluk nefesini solabileyim,
Hüzünlerimi damla damla kanayım,
İşte o an kucağını anıyorum.
Ve sana sarılmak için,
Seneler önce diktiğim yüce aşkımızın anıtındaki karanfiller hâlâ canlı ve taze,
Orada hiç solmadan duruyor ki o mekân çaresizliğimizin somut bir hatırası...
Kader bizi aşk mezarlığına mahkum ettiği o günden beri her gün ziyaret ederim o yeri.
Üzüntünün kefenini giydikten sonra ise kendimi hissediyorum bir hiç
Sensiz de mutluluğun renkli gömleğini alıp da bir daha giyemedim hiç...
Hala seni anıyorum
Hayattaki tüm zorlukları yaptım...! ! !
Mesela ben,
Göz yaşısız ağladım,
Erkekler ağlamaz diye.
Yok yok...
Sensiz yaşmayı denedim...! ! !
Kaçmaya çalıştım gözlerinden,
Hayatından çıktığımı sandım.
Bilmedim gözümün karşısında,
Hep olacaksın.
Her gece uyurken,
Her gece çalarken uykumu
Benliğim teslim oluyor kollarına
Gece boyunca felç halindeki düşlerim
Sadece seni dinliyor
Seni hayal edebiliyor.
Hiçbir gecem karanlık değil
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!