Sevmemek çirkinlikmiş, sevmek için savaştık
Kâh bala, kâh zehire, her neyseye bulaştık
Yıllarca konuk olduk gönül saraylarına
Öğrendik yanmasını, evvelce bizde yaştık...
Son sarı yapraklar da dökülürken
Bize de ayrılık gözüküverdi birden
Aşkımız hiç bitmeyecek derken,
Bir yaprak dökümüne girdik, neden?..
Karanlığın matemindeki suskunluğu
Kahredip öldüren o uykusuzluğu
Kızgın çöldeki mahşeri susuzluğu
Benim gibi yaşa da gör...
Bir aydır dünyadan haberim yok
Her gün uğrayan postacı
Uğramıyor artık
Gazete, dergi sokmuyorum evime
Sen yoksan nefes alamam
Bu dünya bana dar
İçimdeyse, sıcakmı sıcak
Yüce sevgin var
Ve apansız gidiverdin
Yapayalnız birakıverdin beni
Gidişinin ardından
Zamansız göçtü
Gözlerim gülmüyor eskisi gibi
Aklımdan yaşanmış günler geçiyor
Şimdi aşkımızın hasat zamanı
Ben ektim sevgiyi eller biçiyor.
Ölümün sesi benliğimi uyarıyor
Ecel sanki son nefesimi bekliyor
Hasret ateşi güne gün ekliyor
Yerimde olsan ne yapardın?...
Üstüme varmayın duygular
Beni tutsak etmeyin kendinize
Güçlüsünüz
Gökyüzündeki bulutlara
Emin üstadım, mısralarınızın bitmesini istemiyorum, kalbiniz hep sevgi dolu olsun. Sizin sayenizde çok şey kazandım, kazanmaya da devam ediyorum. Sağlığınız, mutluluğunuz ve huzurunuz daim olsun. Selam ve saygılarımı sunuyorum.