Şairin ağladığı bir an vardır
Ki,
Güller başını eğer
Duruverir zaman
Mehtabın şavkı kararır
Şairin dünyası bu
Kötülüklerden çok uzak
Denizin ağacın meyvesi bu
Gök yüzü mavi suları berrak...
Ben toplum yarasını azat ederim
Duy ki utanca buğul
Kapatma yüzünü sakın
Çok saydam kirin görüküyor
O hain parıltıda gözlerin
Yokluğunda her taraf duman dumam
İçimde deli deli karanlıklar oynaşır
Buralardan kaçıp gitsem nereye ki
Her hüzzamım gelip seni anlatır
Ömür boyu beklediğim,
Zaman, zaman hasretini çektiğim
Lanet ettiğim kadere inat
Ezgili türkümsün, elimdeki sazımda
Kader mi bizi ayıran
Güneş mi batmak bilmeyip günleri uzatan
Yağmurlar mı gidişini hatırlayıp beni ağlatan
Hani kıskanırdım ya seni baharlardan
Alnıma yazılmış mısralardaki
O gizli heceyi senden öğrendim
Kapkara sevdalı akşamlardaki
Çekilmez çileyi senden öğrendim.
Uykusuz gecelerimde düşlerken seni;
Neler geçer aklımdan bilir misin?
Kabusludur her gecem; sensiz olunca,
Senin yokluğunu yüreğime dağlarken
Bazen zor geldi sensizlik
Boğuldum boğazımın ortasında
Bir düğüm oldun bazı,bazı
Yutkunamadım nefes alamadım
Emin üstadım, mısralarınızın bitmesini istemiyorum, kalbiniz hep sevgi dolu olsun. Sizin sayenizde çok şey kazandım, kazanmaya da devam ediyorum. Sağlığınız, mutluluğunuz ve huzurunuz daim olsun. Selam ve saygılarımı sunuyorum.