Kırılgan bir ömre esir olunca
Verilen her söze kanarmış yürek
Kirpiğin ucuna yaşlar dolunca
Yazın ortasında donarmış yürek
Yaralı gönlümün can kafesinde
Sükût düştü artık dilime..
Yüreğim mahzeninde kelimeler fırtınaya tutulurcasına savrulup çarpıyor kalbim kıyılarına..
Ne zaman durulur bu amansız alabora bilmem..
Ne zaman vurulur bu yenilginin satır başı bilmem..
Ne zaman ben,benliğime kavuşurum onu da bilmem..
Ey toprağa damlayan kanı ateş fam hüzün!
Cennetin rayihası senin o nurlu yüzün
Askerlik rütben değil senin mukaddes izin
Yaz şairim tarihe geçsin eşsiz mealin
Sen Türksün dünyalara sığmaz senin hayalin
Yıldızları süpürüp gökyüzünden,
ay’ı söndürdüm..
Gecemi aydınlatmasınlar artık..
Virane olmuş gönlümün enkazını
bıraktım uçurum boşluğuna..
Sürgüne uğrayınca içimin sen yarası,
söküldü dil kemiklerim yerinden..
Hazana uğradı buğday sarısı hüzünler..
Beklenilmeyen vedalar ilişince dudaklara yürekte ince sızı olup kanadı usul usul..
Akıl çaprazında kalmış
Ey Hüzün Peygamberi!Benim yetimlik yanım
Asr-ı Saâdet’deki münezzeh olan şanım
Canânımsın Ey Nebî!Canımdan öte cânım
Âlemlere nur olup gönderilen Sultanım
Ey kurumuş çölleri cennetle sevindiren!
Ey Şanlı Türk Ordusu!Çıktığın yol muazzam
Korunaklı deftere işlemez bir an cüzzam
Segah perdesindeki makamındır o hüzzam
Hûlar ile inecek yeryüzüne atlılar
Kalkın ayağa kalkın bizim Ulubatlılar
Yine yağmur vuruyor pencereme..
Buğusu üzerinde bir sevda fısıldıyorum usulca nefesimden arta kalanlarla..
Soluklandıkça,gözlerim yokluğuna mühürlenip buz tutuyor içimin sen yarası..
Ben miydim hayalini sevdadan üzerime giyinen?
Cehennemi yaşadım ufacık bedenimle
Belirsiz bir zamanda amansız sesimle
Hayata tutunmuştum minicik o kalbimle
Kara deftere yazdım yaşadığım dünleri
Döküldüm yaprak yaprak ömrümün son günleri
Bir haber sal yeter uçan kuşlarla
Görünmez sır olur yine gelirim
Bulutlarda yağmur gözde yaşlarla
Göklerde kar olur yine gelirim
Güllerin bahçemde koksun haz alsın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!