Soğuk iklimler dolaşıyor damarlarımda..
Ayazda kalmış bedevî ruhum,
meydan okuyor zamana karşı..
Geçti diyor..
Geçecek diyor..
Tırnaklarımla kazıyorum
katran gecelerin heyulasını..
Yanılgı yanılgı büyüyor
içimdeki inkisar-ı hayal..
Ne istedin besleyip büyüttüğüm kuşlardan?..
Buzullar diyarından sesleniyorum..
Donuk soğuk ve eprimiş
yürek lisanım ile..
Göğün saklısında kalmış
rengarenk uçurtmalar..
Elim kolum kalkmaz olmuş..
Kül basıyorum bu gece, mecruh yüreğimin mahzenine..
Bana bakan çivilenmiş gözlerinin buğusuna..
Sözlerinin nefes kesen esrarına..
Uzaklığındaki yakınlığına..
Sürgüne uğrayınca, içimin sen yarası.
Söküldü kemiklerim, dil ve dudak arası.
Tükendi umutlarım, güz geldi baharıma.
Düşlerimin buğusu, oldu kömür karası.
Damla damla süzülüp, tel tel döküldün gözden.
Yokluğunun ayazı vurdukça gözlerimin pervazına..
Bir serçe misali titreyen bedenim esir düşüyor zamanın koynuna, çırpındıkça hasretleniyor..
Kelimelerim buğulanıyor, için için kanıyor dudaklarım..
Kışlar başlıyor sancılı yüreğimde..
Gözlerim, saklı düşlerin kahreden vebal sancısına çivileniyor...
“Ucu bucağı olmayan
denizimin mavisiydin..
Ben ise;
denizinden uzak,
Gecenin siyahına eşlik eden şiirlerin ahengi bir yıldız gibi parlatıyor gökyüzümü..
Saklı düşler seziyorum..
Okyanusun derinliklerine kulaç attıkça, efsunlu satırlar titretiyor ruhumu..
Bir şiir sarhoş edebilir miydi bir insanı..?
Ediyormuş.
Bazen dalıp gidersin mahşer-i aşk nârında
Kavuşmak nasip midir vuslatın baharında?
Acı tebessüm kalır dudağın kenarında
Dem vuran geceleri kandildeki şeme sor
Hüznün o girdabında müptelayı gama sor
Kırılgan bir ömre esir olunca
Verilen her söze kanarmış yürek
Kirpiğin ucuna yaşlar dolunca
Yazın ortasında donarmış yürek
Yaralı gönlümün can kafesinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!