Oysa küçüklüğümden beri alışkındım ben ateşimin çıkmasına.
Annemin elini alnıma koyup,
Babama 'ateşi var hala' diye baş ucumda fısıldamasına.
Şimdiler de annem yine baş ucumda.
'Acısı var hala' diyor, eli sol yanımda...
Sen bu şehri bilmezsin.
Çünkü hep uzaktan sevdik birbirimizi.
Kokumuzu bilmeden burnunda tüttük birbirimizin.
Gülünce nasıl göründüğümüzü bilmeden, gülüşlerimize ömürlerimizi verdik.
Sen bilmezsin bu şehri.
Çünkü hiç gelemedin yanıma.
Bağımsız adayken gözlerinde,
Bağımlısıydım teninin!
Tüm iktidarım kokundu..
Ah be adam, tüm iktidarımı yerle bir edip
Gittin..
Disipline verdim senden sonra yalanlarımı..
Yaralarımı bile tek ayak üstünde bekletiyorum..
Aynanın karşısında her gün makyaj yüz bile,
Bana ait değil sanırım..
Bu kadar yüzsüz olduğumu hiç hatırlamıyorum…
Sen bana kadınım dedin adamım…
Kendime iyi bakmamı söyleme bana.
Hiçbir iyi dilekte bulunma benim için.
İstemiyorum, üzülmemem gerektiğini anlatma defalarca…
Sen bana kadınım dedin adamım…
Başka aşklara emanet etme sakın beni.
senden sonra kalanlara bakıyorum..
gittiğini sanırken belki de ilk kez ne kadar da yanılmışsın..
senden başka bir şey kalmamış bu evde..
gözlerin kalmış mesela duvar saatimin kenarında
inan ki akrep ve yelkovandan hızlı geçiriyorlar zamanı..
Şimdi ben seni affetmeye kalksam, duvarımda ki saat kırılır.
Cam çerçeve,
Aynalar kırılır.
Saat bilir; geri dön diye nasıl gözlerinin içine baktığımı.
Cam çerçeve bilir; yolunu gözlerken gecelerce uykusuz kaldığımı.
Aynalar bilir; sen yokken kendime hiç bakmadığımı.
Biz..
Sen ve ben..
Otostop çeken bir aşkı yüreğine alan,
İki acemi şofördük sevgilim..
Ben hep geçmiş zamana çarpardım..
Sen başka aşklarda hep hız bağımlısıydın..
Günlerdir sesini duymuyorum. Kaç gün oldu saymadım. Ama çok geçti üzerinden. En son ki konuşmamızı hatırlayamayacak kadar çok geçti. Bana en son ne dediğini, hangi kelimeyi söylediğini, hangi cümleleri kursağımda bıraktığını, beni susturup hangi cümleleri söylememe engel olduğunu, hiçbirini hatırlamıyorum. Şimdi arasan ne hissederim hiç bilmiyorum. Canımın acısına mı üzülürüm, sesini duyacağıma mı sevinirim bilinmez! öyle çok gece geçirmiştik ki konuşarak, sesini duymadan uyumaya kaçıncı gece de alıştım onu da bilmiyorum. İnsan nasıl alışıyor birinin yokluğuna? Nasıl geçiyor acısı? O çok sevdiğimiz dizi başladığında televizyonu açmıyorum bile. Aldığın çiçekler çoktan soldu. Mesajlarını bile gördüğümde içimi acıtıyor diye sildim. Sorsan bana hala nasıl silebildin diye, buna nasıl cesaret ettiğimi bilmiyorum. Birkaç resmin vardı bende. Öyle çok dokundum ki onlara. Tenini tekrar keşfettim. Tekrar tekrar ezberledim. Gözlerine dokundum, dudaklarına, boynuna. Saatlerce ağladım. Hıçkıra hıçkıra ağlarken acı hafifliyordu sanki. Yada daha çok acıtıyordum canımı bunu da bilmiyorum. En son konuştuğumuzda bir daha sesini asla duyamayacağımı biliyordum. Telefonu kapatacaktık ve bir daha asla duymayacaktım nefesini. Ayrıldığımızı kabullenecek, öldü varsayacaktım. Kendime bunu inandıracaktım. Ancak o zaman biterdi umutlar. Ancak o zaman ümit etmez, beklemezdim. Bazı günler oldu çok düşündüm. Hiç mi duymak istemedi sesimi dedim. Hiç mi içinden aramak gelmedi, hiç mi nefesimi özlemedi. sonra unuttum. Tüm düşündüklerimi unutmayı umdum. Umut kötü bir şeydi. Boşaydı. Boşunaydı. Öylesineydi. Yersizdi ve zamansızdı. Ama hep vardı. Vardı. Sonra bir daha asla konuşamayacağımızı, sesini bir daha asla duyamayacağımı kabullendim. Bu kez gerçekten kabullendim.
Bakma sen benim sesini duymaya ihtiyacım varmış gibi konuşmalarıma.
Benim sana seni sevdiğimi söylemeye ihtiyacım var.
Seni unutmadığımı söylemeye,
Seni ne kadar çok özlediğimi anlatmaya ihtiyacım var.
Görüyorsun işte umut bitmiyor.
Bu sana son mesajım. Elimde olmadan merak ediyorum seni. Hasta mısın? Bugün neler yaptın? Sen de beni düşündün mü 24 saatin herhangi bir saniyesinde? Cevap atmak zorunda değilsin, yalnızca nasıl olduğunu merak ettim. Hoşça kal.
Bu sana son
mesajım. Atmak zorundaydım, bağışla.Seni rüyamda gördüm. Elinde olmuyor işte insanın unutmak. Uyanınca geçmiyor. Boşver denmiyor. Cevap atmak zorunda değilsin. Rahatsız ettiğim için kusura bakma. Hoşça kal.
Bu sana son mesajım. Bilmeni istediğim bir şey var. O yüzden atıyorum bu mesajı. Keşke şuan burada olabilseydin. Olmak isteseydin de ben gelip alsaydım seni, gocunmadan. Bana ilk sarıldığın yerdeyim. Çok yalnızım. Bilmeni istedim. Biliyorum umrunda değil, değilim. Hoşça kal.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!