Güç düğmesi görüldü parmak gitti uzandı
İki kiloluk P.C. yapay vakit kazandı
Neden sonra açıldı karşımda sihirli cam
Masaüstü yörüngem simetrik bir insicam
Geziyorum atiyi fikrimde öre öre
Haberleri okuyup geçiyorum şiire
Rabbim, bir ilham eyle, şöyle bir şiir yazdır:
Bana terörist diyen savcı beye okunsun.
Ne yapmışım ey savcım, adam mı öldürmüşüm?
Büyük mecliste kimi savunmuş güldürmüşüm.
Gönlümü hatm eyle gel, arş utansın öyle gel,
Dertle doğdum böyle gel, derde tuz dök, bozulmam!
Ey sahip kına yaktın, nazara verip baktın,
Güldün, cenneti yıktın, cehenneme üzülmem!
Nereden başlayacağını bilememek. Bir başkasını incitmemek için hep kendinden ödün vermek. Her ödün verişinde ruhen bir bedel ödemek. İstese de kötü olamayan, kötü söz yazamayan kalemler vardır. Yazım dünyamızın belki de yüzde sekseni iyi insanlar, güzel gönüller ile dolu. Peki, hangi kitap bize kötülüğe meylettiriyor, hangi yazarımız, hangi ideoloji örücümüz, hangi büyük insan dediklerimiz bizi birbirimizden koparıyor. Ararsan elbet bulunur.
Özlü bir sözdür; her iki yılda bir fikirleri değişmeyen veya gelişmeyen insanlar okumuyor, düşünmüyor demektir, mealinde.
Hayatta maruz kalabileceğimiz en kötü baskı veya işkence ne olabilir, hiç düşündünüz mü? Bu baskıya hazır mısınız?
oplum önünde olan işkencelerin veya zalimliklerin sınırı ne olabilir? Toplumdan gizlenen işkence ve zalimliklerin sınırı nereye kadar uzanabilir?
Peki ya, iyiliğin ve güzelliğin bir sınırı var mıdır? Beklentisiz olabilir misiniz? Hiç kimseyi veya nesneyi kendinizden büyük görmemeyi başarabilir misiniz, bununla birlikte evdeş, gönüldeş, arkadaş bulup dünyevi bir saadete erebilir misiniz?
En büyük ve kötü hapishane vicdanımızdır denir ya, en büyük lanetimiz de vicdanınla başbaşa yaşa ve öl demek olabilir mi?
Yaşamadığını yazmaz demişti şair.
Ustam diyemem lakin ustaymıştı
Mıh gibi çakmıştı işte dört kelimeyi beynime.
Kafatasımda çürüyen kemikleri hissediyorum.
Çünkü artık yaşamıyorum usta.
İslamda adalet mezhepçiliktir,
Ahbaplık ve torpil ardından gelir.
Bir kadının islam olması zulüm
Kadına her tokat Kurandan gelir.
Binlerce yıl aldatılmış insanlar
Ne zaman sandığa gitmeden akıllı telefon uygulaması ile veya internet üzerinden oy verebiliriz, 30 yıl içinde mümkün alabilir mi? Zor..
Olabilmesi için belkide, son on yılda dünya gündemine giren blockhain teknolojisi veya coinler kullanılabilir.
Şöyleki; bu teknolojide değişmezlik kuraldır. ancak ileri bir teknoloji ile üç kod üretilip;sanal alemde; biri sandık mahaline giriş, biri oy verme işlemi ve deftere (white papere yazım) son işlemde ikinci işlemi gerçekleştiğinin mühürlenmesi ve silinmesi olabilir. Yine de çok ileri bir teknoloji gerekiyor ki, imkansıza yakın.. neyse... teknik bilgim sınırlı, felsefesiyle idare edin.
Kartalavcısıkurt diyorlardı namına.
Dağların, tepelerin zirvelerine en yakın yerlerinde pusuya yatıyor, uçurumun en yakınlarında kadar maharetle kayalarda dağ keçilerini kıskandırıyordu, iki kartal avlamıştı bu ölüm uçurumlarında. Hayat ile ölümün kıyılarında gezinmeyi seviyordu.
İninden çıktı yine, baktı dağların uçurum noktalarına görebildiğince uzaktan, yine sefere niyet etmiş, biraz uzaklaşmak istemişti sürüden, av arıyordu işte, kan çekiyordu ruhu.
Nasıl başlayalım, neresinden başlayalım..
Öncelikle tiyatro ve sinema sanatçılarımıza ne kadar teşekkür etsek azdır.
Rahmetli Kemal Sunal’ın filmlerinde geçen olaylar hayatın tam içinde, çok sonra farkediyorsunuz, yaş ilerledikçe… Ruhu Şad olsun.
Kusursuzluğu ve refahı arama sürecinde kaç yüzyıl geçti. Geldiğimiz noktada ortalama son 50 yıllık teknolojik gelişim bir çok mesleği tarihin çöplüğüne gönderdi ve göndermeye de devam edecek. Ekstra olarak çıkacak yeni sorunlarımız veya artık çıkmış diyebileceğimiz sorunlarımız ise; teknolojinin dinsel ile kamu yönetimi alanlarında meydana getireceği yenilikler ile bu yeniklerin etik kavramları üzerinde olacaktır.
Bir devlet otoritesinin insanlara sunduğu en önemli kavramlar ise; yasaların üstünlüğü ve herkesin yasaların karşısında eşit olması hukukilik; insanın insana köle olmasının önüne geçmesi işveren ve işçi düzenlemeleri, temel ihtiyaçlarının ortak ve eşit şekilde paylaşılması kamu hizmetlerinin eşitliği; toplumsal güvenlik, eğitim ve sağlık ana başlıklarında karşımıza çıkmaktadır.
Bunların yanında da artık dinistlerin; sadece sonlu yaşam ile sonsuz yaşam arasında sıkışıp kalan ben’in, insanların manevi lezzet ve tatmin duygusu yerine biraz da kısacık ömürlerinde en kaliteli yaşamı nasıl yaşatabilirim konusunda düşünmelerinin vakti çoktan geldi de geçiyor.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!