Durmaksızın besler oyarız midemizi
Ne açlığında ar, ne de doygunluğunda erdem
Daim secde hali şükürsüz şehvetlerin
Adına işlenir seri cinayetler
Sokağı mahallinde aşk (d)okur.
Boğum, boğum sefil duyguların ilmeği
Soyunur hamakların salıncağına üryan
Eteklerin boyunca aşk!
Gölgeler seremonisinde asılır
Kan damlatır paslı yüreği
Âşıklar vaveylası.
Güneşi doğurur ay!
Solgunluğunda ölür gece
Evrenin uyanışı düşsel tablosu gözlerimin
Bir yağmur sonrasıdır bakışların göğü
Ey hilal sarmalı gökkuşağım…
Damarlarımdan kaynamalı alkanım.
Hangi yıldız kuşağındansın ey şair!
Tarife sığmayan aşk nağmesidir dillerin
Oynaklığına kurban…
Kırk bir kez olur mu maşallah.
İşportaya düşen gün kurusu şiirlerin
Köhnemiş mühründen harap
Kaynağı kıt alfabesiyle asılmış
Ar namus hesabı teneşire yatırılmış
Mürekkep lekesi beyaz tebeşir.
Mevsimler vardır Karabulut’a sevdalı
Yağmurlar arifesinde timsahın gözyaşına düşen
Boz bulanık sellerin burgaçlarında
Can çekişen.
Uzaklardan işitilir kayaların gümbürtüsü
Sere serpe... Un ufak silueti hecelerin
Ecel tellerinden tutuşur saman alevince
Düşer bir ceylan yavrusunun gözbebeğinden
Eğik terazili aşklar.
Kayıt Tarihi : 14.6.2022 16:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!