Çaresiz bir kaçıştı durgunluğum
Bir bekleyiş suskun bir haykırış
Yıpratılmış yıllarımın gölgesinde
Sonu gelmez ızdırabı bitmez bir saklanış
Dileklerimi düğümlerdim gecenin dallarına
-gözünün görebildiği en uzak noktaya bak!
-baktım.
-ne görüyorsun?
-ufuk çizgisini görüyorum yerle göğü birleştiren.
-dikkatli bak!
Bir kapı olacak orada ufkun ötesine açılan.
Öpücük değil,
Ateşten bir kuştu o
Kondu dudağıma.
Kondu ve hızla uçtu yeniden.
Kanatları dumandan gölge soyundan
Kondu
Senden sonra gözyaşım akmadı
Bir daha bakmam yüzüne.
Ne uykularım bölündü gecenin bir yarısı
Ne de düşünceler yordu beni.
Ne yapsan sana kızamıyorum
Kapılmışım seline kaçamıyorum
Ummadığım anda bir şey yapıyor
Aklımı başımdan çekip alıyorsun
Eline dokunsam heyecanlanıyorum
Bu gün
Üçüncü günüm
Lalezar gölgelerinde
En güzel
Nihavent akşamlar
Tütüyor gözlerinde
Bugün yalnızlığım çok Kalabalık Ve yapacak çok işim var.
Önce ayı sökmeliyim gökyüzünden.
Sonra yıldızları söndürmeliyim tek tek.
Dikenli teller örmeli,
Sınırlarını çizmeliyim karanlığın.
Sevgilim dudağımda eriyen bir kar tanesisin
Eriyor eriyor kayboluyorsun
Dökülüyor dökülüyor binlercesi art arda
Sen hiç birine benzemiyorsun
Sevgilim avucumda küçük bir inci tanesisin
Tadı senden geliyormuş
Aldığım nefeslerin
Islatmıyormuş yağmur güneş ısıtmıyormuş
Serinletmiyormuş kana kana içtiğim su
Ve denizin kokusu çekilmez oluyormuş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!