Seni sevmek ne tuhaf,
Yüreğimde kuş tüyünden gemiler yüzüyor bazen.
Bazen dörtnala atlılar koşuyor.
Ve bir noktadan sonra
Gemileri çekiyor atlılar
Kuş tüyünden yüreğim dörtnala
İçimi kavurup duran
Özlemekten daha öte bişey
Gözlerin bazen tuşların ucunda
Bazende çayımın buharında
Soğuğu sıcağı hissedemiyorum artık
Doğmak mı? Yeniden istemem.
Uzun yaşamın sırrını biliyorum.
Yuvarlanırken
Gözlerindeki derin
Uçurumdan.
Kan bürümüş gözler alınmış gemler azıya
Mekke’den Medine’ye aşılması güç olmuş
On üçüncü yılında yaşının elli üçü
Rasûlullah gönlünden gönlümüze bağ olmuş
Gemiler önüne sessizce serilmiş yollar
Uğur böceğim bile inanmazdı bana.
Sen ona nasıl inandın
Yüreğim.
Gerek yok öyle özlü sözlere
Ben şiirsem sen bir harf ol yeter
Uçsuz bucaksız hasret çölünde
Ben yağmursam sen damla ol yeter
Yarıldı gökyüzü siyaha boyandı bir anda
Martılar teker teker yıldızlara dönüştü
Şiddetli bir haykırış çatlattı karanlığı
Nefretlerim gece gece döküldü o anda..
Yaşlı bir sandala sığdırdığın yalanlar
Bekleme artık beni birdaha gelmiyorum
Kadehlerinle seni başbaşa bırakıyorum
Söndür lambanı yine hiç açma istersen
Akıyorum karanlığa, geriye dönmüyorum
Özlemiyorum artık sensizlikten korkmuyorum
Aşkı yazacaksan
Gökkuşağından olmalı kalemin
Hep kırmızı kalmayacak çünkü aşk
Biraz beyaz serpiştirip
Pembe hayaller elde etmen gerekebilir
O hayallerden dökülecek sonra kırmızı
Kar yağdığında hep seni düşünürüm
Yağmadığında da.
Yağmur yağsa da yağmasa da
Güneş açsa da açmasa da
Gece olsa gündüz olsa
Sıcak olsa soğuk olsa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!