Ey bu dünyanın cefakar kulu!
Bırak riyakarlığı, görünsün yüzün.
Kapılma rüzgarın yönüne, dik yürü
Güneş vursa da erimesin, solmasın özün.
Şirin görünmek yoktur senin özünde,
Mertlik şerbeti durur yıllardır yüzünde,
Haklıyı tut, haklıyı yücelt Hakk'ın huzurunda,
Musalla taşında kurtarmaz 'iyi bilirdik sözün'.
Allah'a yakın olmak istiyorsan ırak ol gösterişten,
Vatan sevgisi de kutsal ibadetlerden,
Doğru yol tut ki nasiplenesin şehadetten,
Kodamanlara değil, Allah'a eğdir yüzün.
Kırılsa ne olur ki kolun kanadın?
Aldatmak mı masumları senin muradın?
Gönlünden geçenlerden habersiz mi yaradanın?
Tutarlı ol ki değeri olsun söylediğin sözün.
Hak yemeği amaç edip koşturursan,
Nereden çıkar sağlarım diye tutuşursan,
Yapmacıktan bir meclis oluşturursan,
Nasıl seccadeye koyarsın o kirli yüzün.
Her yerde torpil, iltimas ararsan,
Mazlumu eleyip zalimi tutarsan,
Bunu da gururlanarak anlatan yobazsan,
Sırat köprüsünde görür mü kalp gözün?
Geç bu dünyanın yalanından, haram malından,
Ayrılma doğru sözden, can vatanından,
Kim geçmedi ki bu iki kapılı handan,
Sevgi, saygı, adaletle doldur gönlün.
Devir bizim devrimiz değil, etrafımız sarılı,
Kimi adaletten dem vurarak doldurur çuvalını,
Kimi ise dolara bağlamış dini sohbet seansını,
Allah rızasını istiyorsan boş kalsın cebin.
Kayıt Tarihi : 7.5.2017 00:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!