Seni seviyorum evet hemde çok kadar
Yeni firavunlar türesin
Onları alt etmeye yeni musalar ve yusuflar gelsin
İbrahimler
Sen kevser suyundan iç gece
Altın siniden sana sunulmak isterim
İşte bu, küf tutmuş şerefimin, pekte parlak yansımayan aynası.
Yaz tutmuş teninin sıcaklığında açan, yasemin kokulu bahara.
Avazımında artık çıkmadığı kadar, yağmurum kalemimin sesine.
Ölümsüz bir iskemlede oturan, yaşlı bir ayazım.
Çivi bile çakmazım artık, süzülen kuş tüyüne.
Selamsız bir yokuşum,
Bu gece Ay, benim için doğmuş sanki
Çağrıma kayıtsız bir kedi ,
Her zaman ki tavrından yoksun ,
Elime konarcasına koştu yanıma.
Dolunay, şaşırtıyorsun beni!
Psikolojim bozuk olmalı?
Çocukluk sanrıları ile kaplı bütün duygularım.
Bir canavarın kalbi atarcasına avuçlarımda
Annemin yanına koştum.
Uyandım ve sonra ürktüm,
Sonra, yine ürktüm.
Bir utanç vermişlik vardı büyütülüşümde,
Benden ve birden yırtınıp, bozunuma uğramış,
Kıvranışları benimseyenleri arzulayan,
Parçalanmış kimlikleri ile yalpalanmış kalıpları,
Göklerin ve yerlerin merkezleri üzerine inşa eden,
İnşa etmeye kabahati yetenlerin,
Kabahatine mahzar olan,
Karma,oligark
Yozlaşmış elçilerini kuşanıp,
Prangalı dillerini çıkarmaya cüretkar,
Dilsizler
Ve aşikar
Memeleri ateşe tutuşmuş,
Hakikat, sancılı bir adanmışlıkla kendini var eder,
Nitekim bir içten doğuş örneğidir bu
Adanmışlığa giden yolda her bir adım, bir iç güdümsel meydana geliştir.
Her geliş bir amacı temsil eder.
Ve her bir amaç, bir talan ediştir.
Talan merkezli olay ufku, oluşa dökülür.
Tekbirim sen oldun
Ne güzel şeysin sen
Ne güzel şeysin sen
Ne güzel şeysin sen
Gülmelerinin bittiği yerde altın sandıkları var
Kırışan tenin adeta baharı çağrıştırıyor
Yalnızlığın eşiğinde, yine vurdum kalemimi kağıda.
Bir çıt sesi bekledim,
Ön sezi diyelim.
Bir olay sancı gösterdi
Ve yanılgılar dolusu çıkartmalar kuşandım üzerime
Af dilendim sola konmuş kelebekten
Mirin ser piştê mijdarî da hatîye vê dinyaye
Dor, sala payîzê bû
Dil xwe kişand
Û
Tav xwe veşart
Pepûk!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!