Önünde birbiri ardına yol kavşakları
seçimlerinin toplamı olacak hayatın
olmasa da merdivenin son basamağı
çık ve ara, mutlaka yükseleceksin
Sokaklarda yapayalnız dolaşan
boyutsuz bir sevda bu
zamanı yok
mekanı yok
sonu ne olur diye
hesabı yok
Bir bakımlık konuk geldim sana
Mühürlesin gözlerimi gözlerin
Bir tutumluk ver elini
Bir kez kucakla yürekten
Ve sağlıcakla kal ebediyen
Ben sokak çocuğu
ben hayattan kovulan bir fidan
ben yalnız kendi düşlerinde kahraman
yatağım kuytular
duşum yağmurdur benim
sevdalandım bir sabah vakti
laciverde dönerken karanlık
ve karanlığın içinden gülümserken
bana benziyordu ay
ve karlı zirvelerden koşup gelmiş
soğuk rüzgar ısıtırken yürekleri
Aşkın cennete açılan kapı
kovandaki bal kokusu
soğuk iklimlerde gül bereketi
avcısıyla söyleşen ceylan gözü
kınalı keklik sekişi
açlıkta sıcak ekmek buğusu
Çığlığın ölü olduğu iklimde
aşkın alfabesi yasaklıdır şimdi
Yasaktır soğuk kış günlerinde
güneş olmak, ve hatta
güneşe “günaydın” demek
Ben…
Ağır tonajlı bir gemiyim
Daha çok köpürtürüm denizi
Daha uzundur çıktığım yollar
Bıraktığım iz daha geniştir arkamda
Daha uzun
ben tutsağım kendi sevdamda
kirpiklerimin ardında hapsettiğim
gözyaşlarım bir de
öğrenemedim bu sahnede
hangi dildendir çığlık
hangi dildendir isyan, acı ve hıçkırık
Bayramım olurdu gelişin
çok düşünülüp az hissedilen
ve aşkın zayıflık bellendiği diyarlardan
Secdeye varışım olurdu
çürük bir dişi çekip çıkarır gibi
dilekkkkkk bugunlerde aşık oldum ve ismi dilek
daha biçok yönünüz benziyooo
onun vesilesiyle seni de tanımış oldum
çok güzel şiirlerin var
ben de yılllardır şiir yazıyorum ve biçok dergiye yolladım esmer dergisi başta olmak üzere
iii ki seni tanımışım