Bir yanda ekmek
yanıbaşı açlık
Bir yanda düşler
yanıbaşı gerçek
hani gittiğin gün var ya
hani yağmurları hıçkıran kentin
ölümle süslenmiş sokaklarından
süzülüp gittiğin gün
salına salına
zafer kazanmış bir kahraman edasıyla
Eğdiğinde başını satılık karanlıklara
umutları yaralayan bir bıçaktı zaman
kulaklarımda geçen yılların gürültüsü
hayatın alnıma attığı çizgiler kanadı
Öfkemi fısıldadığım rüzgar fırtına oldu
Sen hiç aşık oldun mu
bir oyuncağa çocukken
ve tattın mı
elinden düşürüp kırmanın acısını
Sen hiç gördün mü
Karanlığın erişemediği derinlerde
özgürlük aşkıyla yıkanmışsa eğer
ruhumun rüzgarlı yeleleri
eğer dökülüyorsa isyan kokan nefesimle
ıslığımın aydınlık rengi
dolaşıyorsa damarlarımda eğer
Yüreğimin hatırını soran bir martıya anlattım
Yüreğimden geçenleri
Ekmekle sevgi,
Gerçekle düş arasında bir yerdesin
Hayatın resmedilmiş en güzel yüzüsün İstanbul
sabitlenmiş bakışları
uzak meçhul bir noktaya
yüzünden okunuyor düş kırıklıkları
ama yine de
değerlerinin bilincinde
mağrur bir Astek reisi gibi
pusu kuytularda değil
ille de içimizde
yiğitlik silahla değil
ille de cesaretle
korkmamak değil yiğitlik
Kasım başları bir Salı
öldürüldüm dün gece
kimsem yoktu haber verecek
adım unutuluştu
bir öncesi var ölümümün
Ülkemin sınırları dışına hapsolmuşum
mülteciyim
görüş günlerinden yoksun
on yıl geçti, görüşüme gel dostum
Çiçekleri getir bana ülkemden
dilekkkkkk bugunlerde aşık oldum ve ismi dilek
daha biçok yönünüz benziyooo
onun vesilesiyle seni de tanımış oldum
çok güzel şiirlerin var
ben de yılllardır şiir yazıyorum ve biçok dergiye yolladım esmer dergisi başta olmak üzere
iii ki seni tanımışım