Demiri daldırdığın sudan çıkan buharda
Ergenekon Dağı’na düşen alınterin var
Çekiç,örs ve demirden yaptığın her kazmada
Geleceğe yol alan altın uçlu okun var
*
Sen, demirden dağları ok gibi delen yürek
Bilirsin ki toprağın yüzünü çizmek gerek
Tırmık, çapa, kerpeten, çekiç, kazma ve kürek
Bunları sen yaparsın kömür gözlü Hidayet
*
Örsleri “tak..tak..” diye çınlatırken ustalar
Gönlümde Altay yeli estirir bu çarşılar
Ateşi körükleyen Hidayet'in gözleri
İki parça kor gibi, taa gönlümde parıldar
*
Kendim bildim bileli burdadır bu dükkanlar
Dükkanların içinde değişen tek şarkılar!
Yalnız bir dükkan vardır, ateşlerin içinde
Sanki demir dağları eritmek ister gibi
Ustaları, gün boyu örslerine vururlar.
Silerler terlerini ellerinin tersiyle
Kazmasın diye rençber, toprağı elleriyle
Vururlar örste duran demire yüreğiyle
Kazma..kürek yaparlar, beyaz gönülleriyle.
*
Üzengiye basarak ata binilen yaşta
Demiri, çekiciyle terbiye eden usta
Sen ki Orta Asyada dağlara yaslanıp ta
O demirden dağları eritip delmedin mi?
*
Üstüne abanınca beklenmeyen iklimler
0 kara talihini ateşle delmedin mi?
Yaptığın kazmalarla çiftçiyi güldürürken
Güneşe giden yolu dağlara sermedin mi?
Çiçeklerden yansıyan güneşin renklerini
Halına, kilimine....tezgahta dermedin mi?
*
Öyleyse gül ey usta! Gönlünü hep tut serin!
Aklını kullan yeter, kutsaldır alın terin
Elindeyken bu çekiç, bu demir ve de örsün
Bil ki olamaz kimse, her çağda senden üstün!
………***..
Kayıt Tarihi : 7.4.2008 15:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Memleketimdeki' Demirciler Çarşısı'ndan esintiler.. 07.04.2008.ant.com
TÜM YORUMLAR (2)