Bir dalgalı bir düz okyanus çocuk
Gitmek seçenek değil artık
Üstelik sırası da değil cesaretin
Ne yapsam bilemiyorum
Çözümsüzlüğümüz çare dilenirken zamandan
Bana “sensin” dedin
Lafbirliğine girmeden özetledin tüm olurları,olumları…
Tanımları lüzumsuz kıldın harika sahnelerde
Konuşmadık,gördük
Okumadık,hatırladık
Anlatmadık,bildik
Ve gider sesini kutuya kapatırdı
Güzellik ve sürerlik pahasına
Gözyaşının görünmez olduğu yerde
Kederin küçümsenip,küçültülüp
Unutmanın erdemlikten araca döndüğü yerde
Mutluluk için...
Gözlerim yüzümün en kuytusunda gizli
Bir elim boşlukta bir elim;
Alçak sesle bir şeyler anlatıyor
Kalbimde bir delik, deliğin tuhaf bir şekli var
İnanca benziyor en çok
Yer yer çatlamış ne de olsa sağlam
Sen İpek;
İpek sesinle bir baş kahraman mıydın
Büyüklere masallar dizisinde?
Sesin miydi ipek olan yüzün mü yoksa?
Ruhundu tabi ya...
Yurtdışından gelmiş hediyeler gibiydin
Pazar,pazartesi,salı
Biliyorsun,yarın erkenden iş başı
Gece dertliyse de sen dinleme
Ne olursun yat uyu
Sana gönderiyorum üç gecelik uykumu
Biliyorum artık, burada nadir mavi bir coğrafyadan başka
Elle tutulur hiçbir şey yok.
Geriye yalnızca onlar kaldılar, kendileri…
Pis bir koku gibi paltolarına sinmiş öfkeleri.
Bir dalga halinde kış günü çırılçıplaklığımı sarmış
Üşütüyorlar…
Önce seni bekledim
Öte yüzlerden mi ötürü,habersiz bekledim
Küçüklüğümüzü saymazsak,
Siyah tohumlu akşam sefalarının ve sobelerin
Çerçevesinde taze…
Onlar ki insanın göğsünü koca bir anıya boyarlar,
Seyrele seyrele günüme kalmış mevsimlik çocuk
Gün aşırı güncellediğim şu sensizlik
Bir bıçakla soyuyor kekik kokusunu aramızdan
Zamanın yelesinden unutuşlar damlıyor
Ödevi yenilik olan başlangıçlar örtüyor nal izlerini
Ağır geliyor artık taşıyamıyorum
Kalbimi savunduğum silah.
Yaralandım...
Sen istersen düşman ol bana
Ama ben asker değilim,
Aşığınım...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!