Bir gökdelen camından
Toprakta bir dirsek kemiğine
Değdi sihirli değneğin
Ama diriltemedin
Kökleri bir olmuş
İki ölü ağacı
“Öyleyse git” diyorsun.
Bir şey oluyor tuhaf.
Burnuma bir koku geliyor.
Güzel ile kötü arasında...
Gitmek ile kalmak arasında...
Gidemiyorum.
Siz hep onlardan fazla
Aynalarda incelersiniz haritayı
Ki haklısınız amenna
Sizin nehriniz dökülür Marmara’ya
Ve Artemis’in taşlarında,
Sizin tarihinizdir tozlanır.
Yine aşktan başkasını yazmayacağım
Yine aşktan,başkasını yazmayacağım
Sol yanağıma çarpınca
Gözlüğünden geçen,
Dişlerimde yutamadığım bir şey,
Çırpışır durur.
Aklında duranları beyaz bir duvara
Zorluyor inandım kelimeler böyleyken
Tüm öfkelerim bu şehrin arkasında
Bir keten tohumuna yürü desem yürür
Şapkasını çıkarmış dağların arasına
Olmasa yağmuru anlatırdım şimdi
Olmasa ağlardım sen ona bak da...
Yağmur düşünüyorum.
Yağmıyor.
Yağmur özlüyorum.
Sonra cümleler özlüyorum.
Bir kalem titriyor.
Çünkü kalemlerle güzeldir en çok cümleler,çünkü
Kokun seyreltir en taze hüzünleri
Koyu bir renkle huzur der,altını çizer
İkimiz sarılırız her şey düzelir
Belki bir şeyler tersine döner
Öpersin,hazzımız bir olur,
En derinimizde durumunu savunur.
Aç kapıyı
Bir çiçek nasıl kendiliğinden açıyorsa öyle
Görmüyor musun?
Her şeyi eksik ikimizin,ikimizden öte
Bir tek hiçbir şeyle değişmeyecek acı
Mutsuzluk gülümseyerek gelsin yıkmaya aşkı
Kalp kırıklarımdan bir ev yaptım ikimize
Yüksek bir tepeye kurdum
İnsansız,sorunsuz,sonsuz...
Gel desem benimle oturur musunuz?
Gel demezseniz çok geç olacak.
Karnımdaki kuşlar donacak.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!