Bakınca binalar ne zor
Yollar ne çok
Ah minik serçe işin yoksa binalar kadar yüksel
Ama içindekilerin bakışları ne kadar dar
Ne kadar yüzeysel
Ben senin tapınağın önünde eğildim
Değildim önceki ben artık kendimi bildim
Dirildim ben sana kurban ederken kendimi
Dinimi buldum sen aşk de barış de evren de
mutluluk baharmış
güzse hüzün
yüreklerin de bir mevsimi varmış
yüreğim ki tutsak
sargısında çirkinliğin
Kiminiz sustunuz
Kiminiz ortak oldunuz
Cumhuriyet Beyleri
Yıl iki bin dokuz
İşte yurdunuz
Yetki mevki varken elinizde
gökyüzünden aldım bunu
seni seviyorum’u
milyonlarca vardı üzerimizde
kimi pırıl pırıl
kimi yanıp sönmede
Nasıl söylesem seni
Yedi renk bir aradasın
Nasıl desem bilmem ki
Seni sevdalılar alıp koklasın
Sen biraz Fuzuli'de
Biraz Karacaoğlan'dasın
Sana kavuşmak kadar güzeldi
Seni düşünüp geleceksin diye beklemek
Ve bir gün gelip kondun yaprağıma
Acı yeşil uzun yaprağıma
Melekler kadar beyazdın
sen benimsin ben senin
umudum yarınım hep sana
en karanlık yerinde gecenin
gözlerini gördüm
en sıcak yerinde çölün
treni az eçen
eski bir istasyonum şimdi
beynim yıkık bir vagon
öyle bırakılmış paslı raylara
ve soğuğu seven
Sen de topraktan gelirsin
Gelişin insana benzer
Sen de güneşe gidersin
Gidişin insana benzer
Tomurcuk çocuklukla bir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!