Tutun ve sıkın avuçlarınızda
zaman denen hain kızı.
Hangi nehirde yosun tutar balık,
hangi denizde çakıl taşları.
Akıp giden zaman mı?
Yoksa biz miyiz
Canına yandığım dünya
ben seni çok sevmiştim.
Güneşini, ayını, yıldızlarını,
sonra çiçeğini, böceğini,
kirazını, başağını,
toprağını, yağmurunu, karını.
Yaralı yorgun kuşlar
geçer penceremden...
Alçaklardan uçar,
yükseklerden seyrederler dünyayı.
Kimi dağınık düşlerinin peşinde
kimi düş toplamakta çıkınına
Raflardaki kitaplar
hece hece.
Benim içimden geçenler
kuru yük gemileri...
Pirinç, bulgur, fasulye
hadi say sayabilirsen
Tam da başlamışken
……………...sevmeye,
Tam da başlamışken
……………..kapanmaya yaralarım,
Dallarına kar yağmış
……………çiçekli dallar gibi
Uçan kuşu yakalamak
okşamak kanatlarını…
Sonra bırakıp gökyüzüne
ardından bakakalmak…
Yakalamak
Akdenizin
mavi sularına düşmüş
bir mendil gibiyim.
Dalgaların arasında
bir başıma
yapayalnız.
Yıkılmak…
yıkılmak nedir ki?
Bir çınarın devrilmesi mi toprağa
kırılması mı çiçeklerin dalları?
………………………………….
Penceremin dışında
Adam,
adam olmalı
her şeyden önce;
Şapkasındaki şerit,
...........kemerindeki delik,
Bu karlı havada
ayaz da
çiçekler toplamaya geldim
gözlerinden.
Konuş,
sevda dolu gönlüme
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!