Annen ölünce zaman durur senin pencerende.
Bir avuç dolusu cam kırığı atarlar ciğerlerine.
Her nefes alışında bir başka yerin kanar,
Ne tebessüm kalır yüzünde ne de ışık gözlerinde.
Zamansız sevdanın amansız yolcularıydık biz.
Gözlerimiz Kötümser dünyaya umut saçardı, her şeye rağmen.
Soğuk havalarda kifayetsiz paltolarımız, üşüyen ellerimiz,
Bir deniz kenarı çaybahçesinde iki çay iki simit öğle yemeğimiz.
Cebimizde üç beş kuruş ama sevdadan zengin, heybetliydi duruşumuz.
Ve bir aşk ateşimiz vardı küllenmesin diye sürekli taze tuttuğumuz.
Yarım asrı geçen ömrümde darbe üstüne darbe,
Senin attığın o kör kurşun işlemez benim kalbe,
Ya çek vur benim alnımın çatından,
Ya da hiç girme bu harbe.
Sakin değilim eskisi gibi sinirlerim son radde,
Ben ilk gözlerinden başladım seni sevmeye.
İki büyülü göz, içinde kaybolduğum.
Seni gözlerinden dinledim, neler anlattılar bir bilsen.
Çağlayan olup gürül gürül aktı içime gözlerin,
akışına bıraktım ruhumu, sere serpe umarsızca.
İnsanın kişiliğinin, ruhunun, düşüncelerinin haritasıdır gözleri.
Bedenim mi yorgun ruhum mu bilemiyorum
Hayattan bıkkınlık var üzerimde.
Başı yoktandı sonu boktan mı olur bilemiyorum ,
Eyvallahsız bir tavır var üzerimde.
Gençliğimizi verdiğimiz bu demir yığını üstünde,
Ne fırtınalar, ne deli dalgalar gördük tükenen ömrümüzde.
Vuran her dalga bir yanımızı alıp götürdü giderken.
Bakmayın böyle dik durduğumuza resimlerde,
Bu dalgalar bizi santim, santim çürüttü.
Keder binmesin yine gönül sandalına, denizci!
Ne yapalım, senin de payına hep hasret düştü.
Gözlerin ufka dalıp kaç okyanus tükettin?
Kaç kıtayı ruhun bedenden ayrı fethettin?
Hasretin yüreğinde demlenip gözünden aktı.
Hayat! Sana yok artık
şikayetim. Verdiğin her şeye eyvallah. Hemen hemen tüm acıları tattırdın, hemen hemen tüm
sevinçleri yaşattın.
Teşekkür ederim bana
verdiklerine. Misafir olduğum şu yıllarda gördüm ki herşey bom boş,
her şey boşuna. insanların çabası boşuna. Aldığımıiz her nefes sayılı şu
Nihavend sevdamın hicran yarası gözlerin
Derinlemesine bakan, o yürek yakan.
Deniz üstünde süzülen martı misali bakışın,
ruhumu enginlere atan, can acıtan gözlerin.
Ufkumda doğan güneş gibi parlayan o güzelim gözlerin,
Hüznünün gölgesinden Ay kaybolur gökyüzünden,
Yıldızlar söner, derin bir karanlık çöker,
Tarifi imkansız bir hüzün kaplar tüm evreni.
Gölgeler görünmez olur, rüzgarlar esmez.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!