Kahkahalarla gülmekten
Yüreğimden taşarcasına sevmekten
Güneşli güzel havalardan
Eskiden beridir korkarım
İyi niyetli samimi insanlardan
Ben bilmem senin tarifini
Ama sen gelince
Boğazımdaki düğümü
Midemdeki krampları bilirim
Sen gelince
Çiçek açan arnavut kaldırımlarını
Annem sen gittin
Sustu neşeli şarkılar
Nihavent tüm makamlar
Soldu renkleri güneşin
Her şey gibi içimizde kurşuni
Bana kalan bahçen hazan
Otur şöyle karşıma
Sahilde bir masada
Söyle oradan iki çay
Anlatayım seni sana
Şehir uzakta kalsın
Kalabalıklar geride
Seni seviyorum
Hem bir delinin sevdiği gibi
Hem de bir deliyi sever gibi
Seni seviyorum
Hem çok susamış
Hem de suda boğulmuş gibi
Oturdum boğazın kenarına
Seyrettim İstanbulu
Ardımda keşmekeş
Önümde dalgalarla ahenk
Martı seslerinin huzuru
Karşımda sıralı minareler
Aynı sorular düştü bize
Şu sınav dünyasında
Biliyorduk aslında cevapları
Hep bi soru var boş bırakılan
Merifetmi doğruyu işaretlemek
Yetmezmi sadece bilmek
Sûal etme hâlimi
Derdim yüreğimde gizli
Anlatamam ağlamadan
Ezelden gözpınarlarım nemli
İster Leylâ de ister deli
Bilmem dermanım sendemi?
Şûrîde bu gönül sönmez
Döndü devran, geçti mevsim
Yandı bağlar hasat olmaz
Gün vardı geceye göründü ay
Söndü artık ışık gün doğmaz
Güz geldi döküldü yapraklar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!