Yorgunsun, çökmüş omuzların
O kimsesiz dağlarda yalnız kaldın
Tütmez ocağın yansada
Hayat vermez balkonların, dolup taşsada
Artık bu özlemler bitsin !
Biz sana, sen kimlere hasretsin
Sarılalım sımsıkı
Bak öyle gözlerime
Kırpmadan gözlerini
Alıp götürsün beni gözlerin ötelerin ötesine
Güz olmuş kış olmuş ne farkeder ki
Kaybolur ellerin başak saçlarda
Dönüp bakmadın ardına
Geride neler kaldı
Giderken götürdün
İlkbahar yazı
Sonbahar hüzün kaldı
Topladın aldın gülleri
Eski günlerden bir rüzgâr esti
Kış mevsiminde ılık bahar meltemi
Anılar sanki bir filim geldi geçti
Özledim diyemem bekleme beni
İçimden kuşlar uçup gitti
Soğudu taş evin odaları
Belki bir gün
Gelirim seni görmeye
Gökyüzünde güneş
Martılar uçuşacak mı?
Yüzünde tebessüm
Gözlerinde gökkuşağı
Otogarda ardından el sallayan benim
Hava alanında seni bekleyende ben
Sabah camdan seni uğurlayan
Akşam yine karşılamak için
Balkonda bekleyende benim
Yolda karşılaşmak için
Bîgâne bi rüzgâr esti
Öylesine mevsim bilmez
Uçuştu sokağımda yapraklar
Rüzgâra ayak uydurdu
Başak sarısı saçlar
Bîgâne bi rüzgâr esti
Bir gece gittin içimden
Bin gece götürdün giderken
Delik teşik yapılarım
Bir şehir düşürdün sen giderken
Gittiğinide bilmedin
Geldiğini bilmediğin gibi
Bir an bi çıksan yüreğimden
Derince bir nefes alabilsem
Hayattamıyım değilmiyim bilsem
Bir an bi silinsen gözlerimden
Gökyüzünü maviyi görebilsem
Dünyadamıyım değilmiyim bilsem
Buz tutmuş
Ellerimin arasında
Bir bardak çay
Belki ısınırım diye
Buz tutmuş yüreğimde
Bir sen belki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!