CESARET ŞİİRLERİ

Tutsaklık aşkın fobisidir.

***********************************************

Cennetten kovulan insan,
cehennemden kaçmaya cesaret edemez.
..

aşk, sadece savaşta kullanılan takma bir ad değil ki
neden saklayasın, düşmanın kim senin

sessizliğin ardında kimi sakladığımı kim neden bilsin
orada bir rüya var, benden başkası neden görsün

neden gerçeği söylemiyorsun kendine
..

O kadar şair geçti
O kadar şairde kaldı
Cesaret edemedi
Sevgiyi
İnadına anlattılar
Şarkılar oldu
Beraber ağlandı
..

Vaktiyle edilemeyen cesaret
Kişioğlunda bırakır pişmanlık
Sonra etse de bir şeylere niyet
Kalmamıştır artık bir sebebiyet
..

Bir varmiş bir yokmuş diye başlar bütün hikayeler bu başka bir hikaye hiç yokttan başladı sessizce tarihe isyan edercesine..

dağlar ardında uzaklıkta başladı gözlerin görmeye cesaret edemediği bir boşlukta en büyük imkansızlıkta..

yargısız infazla güm güm atan bir kalp atışıyla en derin duygularla ve en anlamlı bakışlarla..

yüreğin sevdalanmasıyla, umudun şaha kalkmasıyla kör talihin taraf değişmesiyle ve en önemlisi senle başladı en büyük sensizlikte..
..

Kimsenin bilmediğini bilmeyi severim,
İnsanlar etrafta boş boş dolanıyorken, benim gözlerim parıldar,
Ama kimseye anlatamam bildiklerimi, onlara anlamsız gelir,
Kimsenin bilmediğini bilmek, insana asalet katar.


Kimsenin dinlemediğini dinlemeyi severim,
..

Uzak bir kentin özlemi gibisin içimde
Gitmek isteyip de gidemediğim
En parlak yıldızsın gökyüzünde
Uzanıpta erişemediğim
Bir deniz olursun bazen bende
Koynuna bırakmak isterim kendimi
Korkarım cesaret edemem
..

İnsanların arkasından atıp tutmayın.
Cesaret edebiliyorsanız eğer,
Yüzü,yüzünüzdeyken tuttuğunuzu atın.
..

Cesaret maskem olmuşsa benim
Benliğimi temize çekmeliyim
Cesede bulanmışsa yaşanmışlığım
Ömrümün akrebini öldürmeliyim
..

Kapıma geldiğimde yere eğilip şaşırmak,
Yere düşmüş bir kağıt parçasına uzanmak,
Yeni gelmiş mektubu yırtar kadar heyecanlı olmak,
Pişmanlık duyduğum, cesaret edemediğim, aramadığımın adını 'sana geldim bulamadım' yazısının altında bulmak isterdim
..

Öğrendiğim her şey bana çok şey kattı biliyorum. Acılarımla tanışıp onlarla yaşamamı. Yeri geldiğinde arkamı onlara dönüp gidebilmeyi.Yenildiğimi anladığım zaman yinede başımı dik gösterebilmeyi içimdeki onca yığınlara rağmen.
Her şeyi yaktığım zaman demiştim belki de unutturacak seni bana ama nafile seni kurtaramadım soluduğum nefesimden. Senin hayatının sana çok anlamı var sevgili biliyorum sen daha çok bağlısın yaşama ve yaşamaya. Ama ben sensiz düş bile kuramıyorum. Sadece düştüğümü anımsıyorum. Çelişkilerin içindeyim belki de masumiyetimi zulümden kurtarmak niyetinde. Arzularım bu yönde. Haz verir diye düşünüyorum. Telaşlar içinde buluyorum kendimi sevgili hem de ani kararlar aldıktan sonra. Borçlusun diyorum kendi kendime sana olmasa dahi büyüttüğüm imkansızlığına.
Ne yaparsam yapayım içimin içinde bir yerlerde bana yabancı bir ben feryat ediyor. Çok şey kazandım diyorum.. Ama bakıyorum her kazandığımda ebatlarını benim bile ölçmeye cesaret edemedim bir boşluğun içine sürükleniyorum. Suçlu sen değilsin asla. Beni ıstırabıma götüren o gözlerinin rengine muhtaç oluşum. Ayaklarımı yere bastığıma inanmak istemiyorum çünkü sendeyken bir yanım ki o da sol yanım kanatlarım var gibi hissediyorum. Geleceğin korkunçluğuna alıp götüremiyorum seni. O zamanlar en çok kırılganlaşıyorum. Ve soğuklaşıyor tüm cisimler. Durmadan damarlarımda akan kana yapışıyor o soğuk ten. Ve ben gözlerimin içinde canlanan yıldızlarda gördüğüm gözleri kaybetmekten ürküyorum. Soluyorum en derinlerime kadar en son düğümde farkına varıyorum her şeyin. Anlıyorum ki yokluğun acıtıyor içimi. Duvarlar daha sert geliyor ve kirişleri saymak akıllara zarar verecek derecede uğultulara neden oluyor. Ve diyorum ki keşke balık olmasam da balıklar kadar çok çabuk unutabilseydim. Neden mi? Acılar uzun mutluluklar çok kısa sürüyor bu hayatta sevgili…
..

Uzaklardan gelen müziğin sesini içine çeke çeke sordu kız “en sevdiğin şarkı ne? ” diye, kısa ama her biri birbiriyle eşit uzunlukta olan kumral kirpiklerine bakarak “içimi en titreteni en sevdiğim” dedi çocuk.

Oturdukları banka sığmazken hayalleri uzaklara baktılar, ne kız sorunun devamını getirebildi ne de çocuk cesaret edebildi “içimi en çok senin sesin titretiyor”demeye. Avuçlarının terini üstüne sildi kız, zaten hep böyle anlarda bir aksilik olurdu,hep çok terlerdi elleri.

Kızın gözleri kahve haliydi sonsuzluğun, gözlerinin kahvesinde kırk yıl hatırı kalmıştı çocuğun. Kırk değil kırk bin yıl sevmek istedi o an, dirilip dirilip yeniden sevmek…
..

Uçurumun kenarındayım diye üzülme,
Orada durabilmekte cesaret ister,
Yeter ki aşağı atlamayı düşünme.

16 Şubat 2013
..

* Felsefe-doktrin * Dünyada ve Antoloji.Com da ilk kez *

Ölümün kapısı
Kilitli olsaydı eğer
Hiç kimse
Onu açmaya
Cesaret edemezdi
..

Ben hep buradayım, sen git...
bulabildiğin kadar cesaret bul,
Sabret...
..

Kız seviyorsa seni sesini çıkartmazmış.
Erkek aşıksa eğer cesaret edemeyip sesini yutarmış.
Bir aşk istiyorlarsa eğer
Bu aşk başlamadan noktalanırmış.
..

Bozmaya cesaret edemediğim yanlızlığımın ve sessizliğimin gitgide daha ağır geldiğini hatırlıyorum. Her geçen gün biraz daha acı veriyor sensizliğin. Yıkıverdi gençliğimi sonsuz olan sessizliğin ilahi kader tecelli etti biliyorum ama alışamadım birtürlü belkide hiçbir zaman alışamayacağım, yokluğuna alışamadım; alışmaya çalışamadım....

11.06.2006
İstanbul
..

dönmüyor dilim,ne söylemem gerekiyor ki,gidiyorsun işte
içimde depremler oluyor,ağlayacak gibiyim
vedalar hep hüzünlüdür bilirsin
yüzümde çizgilerim çoğalıyor ayrılıklardan yana

kanatıyor zamansız gönlümü ayrılıklar
yarım kalıyoruz seninle
..

Aşkın gözü kördür ve çılgınlık hep onun yanındadır....bilirmisiniz bu hikayeyi? tüm duygular saklambaç oynarken ebe olan çılgınlık çalılarda saklanan aşkı sobelemek için, çalılara kılıç batırır ve aşkın gözüne gelen kılıç aşkı kör eder. Bu duruma üzülen çılgınlık ta sonsuza dek aşkı yalnız bırakmayacağına söz verir..Canımın yarısı derken canımın tümü olan hayal! ! ! yanında dudaklarım titreyecek diye suskun kalışım, normalde gayet mantıklı konuşurken seni görünce saçmalayışım, elimin ayağıma dolaşması ve daha bi çok şey...Bunlar çılgınlık değilse ne? ? ?
Benim saklambaç oynumda cesaret iyi saklanmış olacak ki, gözlerine doya doya bakmak isterken bakamıyorum, elini tutmak isterken tutamıyorum ve dudaklarına masum bi öpücük konduramıyorum. Belki de cesareti senin sobelemeni istiyorumdur kim bilir... Çözdüğünü sandığın bir bilmece olarak görme beni, o kadar çılgın olma...Eğer aşkımı görmeyecek kadar körsen sen aşksın ve yanında olacak olan çılgınlık ta 'benim' diyeceğimi sanıyorsan en büyük çılgınsın! ! ! Saklambaç bitip tüm duygular kendini gösterdiğinde ellerimi sıkıca tutmaz, gözlerime dolu dolu bakmazsan sadece korkaksın derim ve çeker giderim...Her insan biraz aşk biraz çılgınlıktır ve bildiğim bişi var ki o da aşkın ve çılgınlığın olduğu yer de kaybetmeye mahkum olan korkaklardır...
..

Aşk işine tepeden inme başlanmalı,
mülakata alırsanız kaçar gider.

***********************************************

İnsanlar sevgilerini dışarıya çıkartmaya cesaret edemiyorlar.
Hava çok kirletilmiş gözler flu görüyor.
..