ulan bir suçlu kadermi be,
yokmu bizim hiç kabehatimiz,sütten çıkma ak kaşıkmı olduk? başımıza gelelenler için neden sürekli günah keçileri yaratıyoruz yada yaratma ihtiyacı hissediyoruz.neden aynalarda ki suratın biz oldugumuza inanmıyoruz...neden cesaret edipte'bunu ben yaptım' diyemiyoruz...hayatımızda ki kötüleri neden hiç unutamıyoruz! neden iyiden daha fazla konuşulur ve neden üzerinde daha fazla durulur,neden hep acıya katık ederiz...acaba üzülmek mutlu olmaktan dahamı kolayımıza geliyor...işin en acı tarafıda ney biliyormusunuz? bunu bile bile ve isteyerek yapmamız.
ve en kolayını yapıp 'kaderim böyleymiş' dememiz...biz aklımızla mantıgımız arasında,kendimize döküyoruz timsah gözyaşlarımızı...refüze oluyor sonra dolu dolu yaşamak istedigimiz hayat...ve sonra günah keçilerini aramaya çıkıyoruz.bu hayatın sorumlusunu bu yaşanılanın suçlusu ilan edıyoruz sonra rahatlıyoruz işte'sensin bunların sorumlusu suçlusu sensin' deyip birilerine, devam ediyoruz kaçak yaşamaya.....kaçak bir hayatta kaçak mutlulukların sahibi ve kaçak umutlara ev sahipligi, hükmü olmayan işlenmeye hazır suç teşvikiyle...
9112008
..
merhaba nar çiçeğim..imkansızlık ağrım...hangi düşlerden uyandın bilmem..ama ben seninle koydum başımı yastığa seninle kaldırdım...ben ancak sana kavuşursam uyanırım…şimdilik ama sadece şimdilik sonsuz bir kış uykusundayım küçüğüm...uyanacağım günü iple çekiyorum...büyük suçlar işlemişim gibi bakma bana öyle..nedeni ve sonucu ne olursa olsun bir sevmek sevmekse gerçekten asla hata değildir...aşkta pişmanlık olmaz olamaz…kendimle barışık olmam ne güzel..herşeyimi itiraf etmem...paylaşmam...gerisinde dünya beni hep sınırladı zaten..sevgimi, tutkumu aşkımı...evrensel bir ceza bu benim yüreğime...yüreğimdeki evrene..yüreğimdeki evrende bir sen varsın nar tanem…bir ölmek yasak değil bize nar tanem...gerçek aşklar asla ölmezler…uzay boşluğunda sesleri yankılanır…her sabah uyandığında yapraklara doluşan çiy damlalarını düşün…güne hevesli çocuk sevinçlerin gibi açmaya hazırlanan tomurcukları…hangi kelebek sabah dünyaya merhaba dediğinde düşünmüş ki akşama vedalaşacağını o güzelim billur rengarenk kanatlarına…sen de benim yüreğimin kanatlarısın…sana konmaya geliyorum…akşama yanındayım nar çiçeğim…yarın kalk bak pencerenden gözünün alabildiği her yer benim..çünkü baktığın her yerden ben de sana bakıyorum...dokunduğun her şeydeyim..ben de sana dokunuyorum...tek yankısı benim sesinin..ben aslında senin sesinin yankısıyım...sana o kadar yakın ve o kadar uzak...uçurumlar kıskanıyor ikimizi nar çiçeğim...yani seni ve sesinin yankısını...sana en düşkün yanardağlaşma benim...çöl tozu...kimsesiz seyyah...sensizlik tek serabım...dudakların tek vaham taş kalpli meleğim...kalbinin kayalıklarından yuvarlanıp parçalanıyorum her an...çünkü ben senin herkesinim... ben seni anlamak kavramak için geldim...kaşlarının manasını çözmek saçlarının her telinin güzelliğine kafa yormak sesinin rengini buz gibi bir su gibi içmek için geldim...fazla zamanım yok..bunun nedenini söyleyemem..bunu hep birlikte yaşayıp göreceğiz...işim bu..bitmeyen acılar ancak bitmeyen aşkları doğurur...asla acıyı sevmedim..ondan yana olmadım...ama mutluluğun adreslerini hep karıştırmadık mı...şimdi hepimiz son oyunumuzun son perdesini oynar gibi birbirimize mutluluk satıyoruz...değiliz asla değiliz..olmamız gereken yerde de değiliz..o kahrolası kanun...karmaşa kaos ve tesadüf..biz hep kaybeden tarafta olduk...ama birgün şartlar bizden yana mutlaka olacak..ben buralarda olmayacağım inan ama adım aranızda dolaşacak...şiirlerimle dudağınızda olacağım...aklınızın en ulaşılmaz kıvrımlarına yağmur yüklü bulutlar getireceğim…gözlerinize dolacağım…belki bu bana son selamınız olacak…en insan selamınız…en aşk selamınız…beni o zaman yeni yetme çocuklar bile anlayacak...göreceksin…sen de çocuk değil misin…büyüdüm sanma küçüğüm…zaman bir hiç aslında…görebildiğimiz ve bakabildiğimiz ayrıntılarla büyüyüp olgunlaşıp yeşeriyoruz...aşka hazırlanmaksa başka çok başka büyük bir cesaret işi yavrucuğum..saçları nar dalı gönlümün harı...bunu kaçırdığın o 'ayrıntıyı' gördüğünde anlayacaksın..beni anlayacaksın...nerde olursam olayım gelirim üzülme..ben hiçbirşeyden gocunmuyorum deniz kızı saçlım...yaz yeşili kadar güzel bir aşk yaşıyorum...sonsuz...çok şiddetli...geçecek gibi değil..talihsiz...mutsuz umutsuz ama içten ve gerçek...bütün iğrençliklere inat onun temizliğiyle bakıyorum hayata...kimseye dokundurtmam...anlatmam...artık sana bile...belki bulutlara...çocuk düşlerimin tek kileri...seni de davet ediyorum…hoşgeldinimi tat taş kalpli melek..sana masmavi gökyüzünün akşam hüznüyle koyulaşmış yıldız çöreklerini ayırdım…ay pastalarını…gel paylaş…paylaşalım sana yatılı okul üşümelerini değil ama ağustos üşümeleri ayırdım…gel paylaş…birlikte sonsuz ürpermelerin rengini konuşalım…kan uykulardan irkilerek uyanmalardan bahsedelim..paylaşalım hayatı ölümü her şeyi…sevgili,saçlarını yorgan yapsam kimbilir nasıl bir uykuya dalarım değil mi...hiç dalmadığım dalamadığım bir uykuya.ağustos üşümelerim yiter...kokusuyla teninin...bana kollarını açar mısın..başucumda durup sana uyanmayı tattırır mısın Samanyolu kesikleriyle dolu yüreğime…kayan yıldızlarla karalanmış ömrüme çoban yıldızı gibi yol gösterir misin…tek menzilim sensin…tek mutluluk hanım…çocuklarım seni görmeyi bekliyor dört gözle…adını verdiğim pencere önü çiçeklerim…gözyaşlarımla kan emzirdiğim…şimdi sen öyle rahat kimbilir kaçıncı uykundasın...hiçbir arama bekleme yok gözlerinin ferinde.hiçbir ümit...normalden de normalsin...tüm sevgileri yaşamış da arınmış gibi...bana aşkıma tutkuma yabancısın..ama nedense sanki kendine yalancı...nedense…uzak yollara düşeceğim yakında...seni hiç kırmak istemiyorum...çıkacağım bu yolculukta bana mutluluğun lazım...senle yaşayamadığım mutluluğu sende olduğu için düşünerek sevineceğim bu bana güç verecek...o sonsuz dönüşümde…ben de olacağım değil mi sevgili...saçlarına dolaşan o toz toprak hep ben olacağım sevgili …yanakların hep bana kızaracak...seni öpsem yeryüzünü öpmüş gibi olurum...kuşların göç hüznünü bırakarak...yüreciğine…seni öpsem...ölsem...zararım yok...yüzünün her anını beynime çizdim...ölmem artık...özledim aşkımın aşkı.....
..
Oyuncusun İnsanoğlu
Hayatın sınırlarını sonuna kadar kullanan
Hayatın belgeselinin senaristi insanoğlu
Olmayan özgürlük gibi olmayan cesaret gibi
Sol koluma gel gir dostum oyuncusun insanoğlu
..
Sonlar öldürücü değil
Mesele dayanmakta
Yüreği ayakta tutmakta
Mesele yeteri kadar ağlamakta
Başlanğıçlar için temizlenmek gerek
Mesele başlamak için cesaret toplamakta
..
Ya...bu kadar kolay mı bir insana canım deyip de,acısını hiç önemsemeden canını acıtmak.bu kadar kolay mı artık; seni seviyorum demenin ne olduğunu bilmeden,seni seviyorum demek.birini sevmek ne demek ya.onu önmesemek,onu merak etmek,onu umursmak ve onun da bunları senin için düşündüğünü bilmek demek sevmek...
Sevmek o kadar kolay değil.ancak sorumluluk sahibi insanlar sevebilir.sevdiğin zaman hem kendinden hem sevdiğinden sorumlusun.onu üzmemek için zaman gelecek kendini üzeceksin.ona kendini ve sevgini tüm varlığınla hissettireceksin.canını atacaksın varlığına.onunla tek varlık olacaksın.
Sevmek gerçekten kolay değil.ancak gerçek olursan sevebilirsin.sen gerçek olacaksın.sevgin gerçek olacak.elle tutulur,gözle görülür olacak.tamam hayallerin olacak ama hayallerde yaşamayacaksın.hayalini kurup çıkacaksın o hayalden ve onu gerçeğe dönüştürmek için gerçek olacaksın.dokunacaksın ona ve onun gerçeğine.bakacaksın gerçek gözlerine sadece gerçeği söylerken.ağlayacaksın gerçek gözyaşlarıyla....
Sevmek cesaret işidir ya.korkaklar sevmeyecek kardeşim.yüreğine güvenmiyorsan sevmeyeceksin.sevmek harbiden de mangal gibi yğrek ister.korkmayacaksın onun sevgisinden.sevebildiğin kadar seveceksin ve bırakacaksın o da seni sevsin sevebildiği kadar.düşünmeyeceksin çok seversek çok ağlarız diye.o çok ağlamayı göze almışsın çünkü.acı çekmeyi göze alacaksın çünkü.yanmayı,kül olmayı,erimeyi göze alacaksın.
..
kışa sonbahar kala,
astın yüreğimi darağacına.
ipini çekmeye kıyamadın,
cesaret de edemedin kucaklamaya.
kışa sonbahar kala,
terkettin yüreğimi darağacında.
..
Biz üç kişiydik
Umut, cesaret ve ben
Aldım umut ve cesareti yanıma
Koyuldum Ege'den
Mezopotamya topraklarına.
Umut daha dört yaşında
Sarı bukleli,
..
Sevgi yürek ister,sıcacık sevecen...
Sevgi cesaret ister,herşeye rağmen seven...
Sevgi özveri ister,özünden veren...
Sevgi emek ister,nakış gibi...
Sevgi sabır ister,ferhat'ın dağları delmesi gibi...
İşte böyle seven sevilmeye değer...
..
Korkaklar düşünürken cesurlar yol alır..
Ve ömür; cesurların açtığı yolda,
korkakların tökezlemesiyle akıp gider..
Cesaret kişinin kırbacıdır..
O kırbacı iyi kullanırsan başarılı olursun..
..
Ömer ile Esmanur, cesaret gösterdiler.
Bir yuva kurmak için doğru karar verdiler.
Biz dost ve yakınları samimi duygularla,
Gençleri tebrik edip, bol mutluluklar diler.
Sezayi TUĞLA (01 Temmuz 2016 Cuma)
..
Aküt apandisit
Sanılıncısı yüzülünden ertelenilenmişti.
O zamanlar
Büyünülük cesaret
İstenileyen ameliyatınılı,
Lord Lister gerilinçekleştirilindi.
..
Tuhaf bir cesaret
verirsin bana, ey kadim yıldız:
Yalnız parılda katkı sunmadığın
gün doğumuna karşı!
William Carlos Williams (1883-1963, ABD)
..
İnsanda yok olursa terbiye ve asalet,
Ruh nefse esir olur, hüküm sürer esaret.
Deva arayanların imdadına yetişir
El ele verir ise, akıl ile cesaret.
*** (20 Aralık 2013)
..
Yokluğunda hep şiir yazar, sorana gittiğini söylerdim.
Pencereden gidişini izler, gözyaşımı gizlerdim.
Artık düşünüp de yazamıyor, o gitti diyemiyorum.
Cesaret edip bakamıyor, döktüğüm yaşı gizleyemiyorum.
Gücüm kalmadı sevgili, ayrılığa dayanamıyorum.
Sen bilmezsin belki ama ben sensiz yapamıyorum…
..
Biz Ne Ateşler Gördük..
Suyu Görünce Korkan,
Rüzgarı Görünce Cesaret alan..
Her ikisi de Gidince,
Kendi Kendine SÖNEN
(Haziran 2012)
..
Her...
Ümit ışık aramalı
Işık, bilgi, tecrübedir anlaşılmalı
Bilinmeyenler üzerinde zan ile karar alınmamalı
Cesaret cahile fırsat sunmamalı,cür'et etmek değil asıl olan, umut açmalı
..
Evleri bombalanılanan
Londralıları ziyaret edenilerek,
Cesaret örneği gösterilinmişti.
1952de, akılınciğer
Kanılınserinden ölünülündü.
..
Cesaret isterdi dalmak içime
Ve sen ayaklarını yerde isteyecek kadar korkaktın
Şimdi daracık dinginliğinden
Sonsuz enginliğimi seyret bakalım
Seyret de hayallerinin suyu aksın
..
yalnizlik icinde baslar sayiklamalar
cogu zaman dokunmak isteriz kendimize
sayiklamalarimizin izlerinde buluruz varligimizi
korkuyoruz belki
suskunluk bazen yok olmak gibidir
ve korkutur
cesaret lazim biraz
..
Ustalık maharet ister
Hocalık bilgi ister
Kayak kaymak cesaret ister
Sabri Böcek'de saygı sevgi ister
Şairde Çankırıya bekler
Şiir hediye etmek ister.
..