Sövmekten usandık, sinirlene sinirlene eridik artık, hiçbir şeyimiz kalmadı. Stresten ise hastalığa kalacağız: yurt derdinden. Paşam Erdoğan açıklama yaptıkça ise Küfürbaz Haydo'ya dönüşüyoruz, nasıl ve ne zaman kurtulacağız acep bu illetten... Ses de beklemiyoruz gaipten ve hasılı, haricinde, dinden de çıktık bunların yüzünden.
Ben artık dayanamıyorum.
Varsın para da kazanamayayım, sefil ve rüsva halde öleyim: Ne çıkar?
Yalnız ama derin, büyük bir tin olarak ölmek; sürü domuzu olmaktan iyidir.
O kadar dar ki pantolonu,
Çatlayacak götünün damarları.
Dudağında şarap kırmızısı ruju,
Ve fakat dişleri görünüyor, sapsarı.
Yine kaleme sarılmaktan başka çare yok bana,
Umutsuz, kederli yazılarım hep işleniyor sana.
Rüyam dahil, hayatımda da, yine onu görüyor, onu seviyor gibiyim.
Her baktığım kızın suratında o,
Keşke en azından 1 kez yüzünü görebilseydim.
Doyasıya sarılıp, koynuma alsaydım ve öpseydim…
Senden ne kadar hoşlanmışım, bilsen...
Halâ sen kapıdan içeri girdiğinde titrerim.
Durduramam vücudumu, yüreğim çarpar,
Kasılırım istemsiz, nedendir bilmem...
"Çepni Serhat ÖZTÜRK" ismi, gün geçtikçe, -devamlı daha farklı kimliklere ve düşüncelere meylettiğimden ötürü,- insanların kafasında soru işaretleri uyandırmaya devam ediyor. İsmin içerdiği ve yansıttığı anlam; bir günde, hatta bırakın günü, birkaç saatte değişiveriyor. Esasında, bunun pek çeşitli sebepleri var. Onların en mühimi, refleksif düşüncenin* temel prensiplerimden biri hâline gelmesidir.
Bir bakarsınız ki ateşli bir idealistim... Israrlı ve kararlıyım, savunucuyum, aşık olmaktan da öteyim bir dine!*
Sistemli konuşmada, konuşmacının sorgulayış süreci yavaşlar. Anlatılıyor olan şey, o âna kadarki odur. Sorgulayış, o sistemli konuşma sürecinde neredeyse durur. Fakat doğaçlama konuşmak öyle mi? İstediğim gibi yanılabilir, istediğim gibi yanlış yapabilirim. Bir sisteme bağlı değilimdir ve düşüncenin üzerinde dilediğimce koşturabilirim. Birilerine yaranma çabam da yoktur, durmak ve durulmak yoktur. Daimî bir yolun yolcusuyumdur. Gelişigüzel nutuklar savururum, birisi beni eleştirir. Bakarım, hatam varsa kabul ederim. Yasa koymam. Yasa koyucuya gülerim. Yasa koymaya çoğunlukla gerek duymam. Fakat bazen de, -işime gelirse- kullanırım yasaları. Hata yapmak temel düsturumdur. Kendimi büyük değil, küçük ve aciz görürüm. Bunu bilirim. Okurum. Ama nihayetinde hiçbir şey kazanamayacağımı da bilirim. Ne anlatabilirim ki sistemli şekilde? Zihnim bulanıktır. Çünkü ayaklı bir sözlük olmayı dilememişimdir hiçbir zaman. Sonra, çelişikliği bir hak olarak görürüm. Bundan dolayı, biri beni önceki düşüncelerimden ötürü yargılayacak yahut yerecek olursa ona da yalnızca güler, geçerim. Hiçbir düşüncede sabit kalamam. Sürekli bir değişime uğrarım. Mevsimi, çağı geldiğinde derimi değiştiririm. Düşüncelerini değiştiremeyen, sistem sahibi, man kafalı, durağan, sabit fikirli insanlara en fazla güler, alay ederim. Yerden yere vururum onları. Onlar, hastadırlar. Kendilerini ve oluşturdukları dinlerini çok ciddiye alıyorlar.
Çepni Serhat ÖZTÜRK
13:04
Ey kahkahaları yeri göğü sarsan,
Cilveleriyle Çepniyi kızdırmaya gayretli kız,
Değmeyeceği halde selâm verilen,
Yüzü ve karakteri domuza denk adam,
Sizler sefasını sürerken doyasıya yaşamın,
Düşünceler içerisinde boğulduk bizler.
Ben, hey: bir Çepni Serhat'ım!
Haksızlığa hiç gelmezim.
Dalkavukluk hiç sevmezim,
Kalınboyun bir Serhat'ım.
Çepni Serhat, ben, böyleyim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!