Rüzgar gibi geçen gençliğe ağıt
Küçük zaferlerin büyüyen gölgesi
Ve iskambil kağıtlarından bir kale
Dizi dizi kapılar ve hepsinde meşale
Susmak ve konuşmak aynı bıçak sırtı
Bilmezdim gençlikte neden okuduğumu
İlmek ilmek hayatımı dokuduğumu
Kitapları yedim bitirdim sıra sıra
Taşlamak sevaptır bu ağacı ara sıra
Bu hayat ağacıdır çıkması netametli
Hak yolunda yolcuyum her tarafta kayalar
dilin sürçse kelimenin cehennemi kuyular
Ne zevkler ne hevesler kibirden duyular
dert yüküne kızar sabır taşı gibi çatlarız
malı mülki göster güvercin takla atarız
Elif gibi dimdik ve tavizsiz
Ekranlarda sürüyle meymenetsiz
Nasıl yeise düşmem baktıkça
İçim kararıyor yolumdan saptıkça
Zalim diye haykırıyorum suskun zalim
Her sokakta erkete kaldı bir hayalim
Garip bir ağustos tadı damağımda
Hiç yaz gibi değil sanki bu mevsim
Yaz da ben gibi değil
Ya ağustoslar bozuldu
Ya ağzımızın tadı
Ya da yaşlanıyoruz belki
Ey kirpiklerden düşen damla
Kurumalıydın sen zamanla
Hatıraların içinden damıttığım
salamura acılardan yarattığım
Kelimeler için bir mezarlık hayalim
Ziyarete gelsin cahil, yarı cahil, alim
Buranın kabirleri kalemle kazılsın
Her kelamın kaderi taşına yazılsın
Devriye atsın mezarlıkta Ekabirler
Mermerden yapılsın bütün kabirler
hayalim kalemdir doğrucu, düzgün
Ve mısraları medeniyet için üzgün
Sayfalar damlalardan buruş kırış
Şiirleri ülkeyi dolaşsın karış karış
Mürekkebi göz yaşı olsun kalemin
Çürümüşlüğü yüzüne vursun alemin
Bilmezdim gençlikte neden okuduğumu
İlmek ilmek hayatımı dokuduğumu
Kitapları yedim bitirdim sıra sıra
Taşlamak sevaptır bu ağacı ara sıra
Bu hayat ağacıdır çıkması netametli
Filmi geri saracağım
Kundağıma varacağım
Çünkü Dedeme doymadım
Yerine kimseyi koymadım
Çi Börekle ninem bekler
Yıllara yılları kim ekler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!