CELÂLETTİN KURT: 1960 Yılında Elbistan’da doğdu. İlk-Orta ve lise tahsilini Elbistan’da tamamladı. Yüksek tahsilini İstanbul Atatürk Eğitim Enstitü’sünde tamamlayarak, öğretmenliğe başladı. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde öğretmenlik görevini sürdürdü. 2007 Yılında emekli oldu...
Eserleri; Dolunay, Türk Edebiyatı, Uzun Sokak, Erguvan, Konevi, Yeni Horon, Kar Çiçeği, Güneysu, Seviye, İkinci Fecir, Gündönümü, Millî Eğitim, Tebeşir, Bizim Kalemler, Yeni Ufuk, Destina, Kültür Dünyası, Berceste, Türkiye Çocuk, Şafak Çocuk gibi yayın organlarında ...
Aşk bir kesik hançer ucudur
Her nereye batsa
Hüzünleri sıralar
Parçalar pâre pâre yürekleri
Sînelere çentik atar
Sevenleri bir değil
Dibâcesi aşktır, şirâzesi aşk
Nihâyeti aşktır, gülce sesi aşk
İstanbul üstüne şarkılarımın
Dilde fasl-ı bahâr, İstanbul’da yâr
Yetik Ozan’ın Bağlama
Şiirine Nazire
Kaç asır çalındı, söylendi böyle
Bizim türkülerin töresi vardır
Kimi gülce kokar, kimisi nergis
Isırgan otlarınca ellerime batan
Hüzün dolu bir ayrılığın ardından
İstanbul geliyor aklıma
Kalkıyor yolların uzun boylu şuh
En sırlı, en mahrem perdesi
Şiirler dokusuyla, yâr kokusuyla
Gel ey gözlerine destanlar yazdığım Aydibâ
Sen gittin, yalnızlığa büründü kaldığım şehir
Takvimleri unuttum, hasretin yıllara vurdu
Yürek yangını mı söndüremedi hiçbir nehir
Marmara yandı, çarpıştı dalgalar gerine gerine
Benimse tahammülüm kalmadı hiç beklemeye
I. Beste Hüzzam: İSTANBUL RÜYÂLARIMIN /
EFSUNKÂR ŞEHRİYDİ
a-
Yıl bin dokuz yüz yetmiş altı; eylülün on ikisiydi takvim
On yediydi yaşım, henüz bıyıklarım terlememişti
İlkyaz esintisi güzel Gülnihal
Gökçe gözlerinde umutlar yanar
Gönlünde yeşeren güller üstüne
Sevgiler, sevdalar, yarınlar konar
Ben leyli sevdamla serden geçerim
Yüce doruklarda zoru seçerim
O amcalar umutlarımızı çaldılar yarı mavi
Sevdalıydık, serâzattık, ah! Deli taydık
Yüreklerimizde akınlar vardı güneşe doğru
Ve ekmeği ve suyu paylaştıklarımızla
Azığımız gül kurusuydu yolların sonunu okurken
Yarınlarımızı besleyen menekşe süslü rüyâlardı
Gidişin gündüzdü
Gecelere büründü yaşadığım şehir
Soldu günün ışıkları
Kuşandı öksüzlüğümü kaldırımlar
Bir ben kaldım kaybolan bu şehirde
Bir de gümüş kanatlı martılar
Kristal camlar gibi
Kırılgan bir yüreğim var
Seni uzun zaman görmesem
Duymasam ipek sesini
Kopar kıyametler
İçimde volkanlar patlar
Selamlar
Evvelen yinede şiirinizin mansiyon kazanmasını tebrik ederim.
Saniyen üzücü bulduğum mansiyon kazananlar içinde her biri çok enfes şiirler olduğu halde, bir tekinizin bile 1., 2., 3.' lüğe layık görülmemesi...
Bir tarihi va'ka anlatılır, meşhur Osmanlı Saray peh ...
Sevgili hocam 21 yıl önceydi enson görüştügümüz,Ortaköy lisesinde...sizi böyle müstesna sitelerde bulmak gerçekten gurur veriyor bana.Hocam görüşmek dilegiyle...selam ve saygılarımla