Bahtiyaar Bahtiyaar
Dil sustu, şiir hani
Kapandı mı hançerenin
Yakut sesli mağarası
Söz nerde barınır
Bir kere daha gel
Bekliyorum bir kere daha
Avuçlarının kokusu aklımda hâlâ
Beni bu şehirde yalnız koyup giderken
Konmadı umutlarım konmadı bir dala
Şimdi ayrılığın yarı mavi düş yükü
Geçtin nice bozgunlardan, düştün tekrar bozgunlara
Dağıldın, çözüldün tel tel saçıldın
Toplamadı seni kimseler
Güneş dedin, yıldız dedin, ay dedin
Güneş söndü, yıldız kaydı, ay battı
Bulan buldu devrânını, dönenler döndü yolundan
Karanfil bahçelerinin kokularında
Hep leyl ü nehâr yaşamaktı seninle
İçimde bir çocuk gibi büyüttüğüm arzu
Düştüm hızını kesmek bilmeyen
Bırakan her parçamı bir limanda
Ayrılığın tufanına
O çocuklar melül, mahzun ağlaşırlar durmadan
Çığlıkları arşa çıkar, kimsecikler duymaz
Sokaklarda kırılır elleri, kolları taşlarla
Başları kopar çocukların tanklardan açılan ataşlarla
Tıpkı senaryolu bir film gibi seyredilir bu hâl
İnsanlar bakar durur bu ahvâle pervasızca
Kim yorumlar tuz üstüne rüyâsını Hazar’ın
Kenan illerinden Yakup oğlu Yusuf’u mu çağırsak
Bereket mi arasak, kavrulsak mı susuzluktan
Sabırlara bürünüp beklemeye mi koyulsak
Beklemek tükenişse, kaybolmaya giden bu yolda
Öksüzlüğü mü tanısak, yetimliği mi yapayalnız
Götürdün saçlarında sabah ışıklarını
Karanlığıyla akşamın
Seni görmemek
Öylesine zor
Akşamları Beşikdağı
Devirdim içimdeki azgın putları
Ayırdım parçalara
Sardım, sarmaladım, erinmedim
Attım onları, nâr-ı beyzalı sulara
Attım onları nâr-ı beyzalı sulara
Ve su, ve süt, ve kan; ve beyaz çavlan
Hüdâ’dır bunları yerlere sağan
Umuru dünyanın sudur yalnızca
Tufandır, olmazsa göklerden yağan
Kan uzun soluktur, Ben-i Âdem’e
Kanla mayalanır, her yeni doğan
Sevmek vazgeçmektir
Sevgilinin ayrılığına düşmektir bazen
Bazen hasreti bir kurşun gibi
Sîneye çekmektir sevmek
Yaksa, kavursa da âşıkları
Görmemek üzere ilelebet sevgiliden
Selamlar
Evvelen yinede şiirinizin mansiyon kazanmasını tebrik ederim.
Saniyen üzücü bulduğum mansiyon kazananlar içinde her biri çok enfes şiirler olduğu halde, bir tekinizin bile 1., 2., 3.' lüğe layık görülmemesi...
Bir tarihi va'ka anlatılır, meşhur Osmanlı Saray peh ...
Sevgili hocam 21 yıl önceydi enson görüştügümüz,Ortaköy lisesinde...sizi böyle müstesna sitelerde bulmak gerçekten gurur veriyor bana.Hocam görüşmek dilegiyle...selam ve saygılarımla