Ey gönül yemyeşil bağların solmuş
Miski-amber kokan güllerin hani
Şakıyan bülbül de güle küs olmuş
Senin hoş muhabbet dillerin hani
Sevda denizinde dalgalar dinmiş
Dertli,dertli ötme bülbül,
Viran bağda gül mü kaldı,
Diyar,diyar gezme gönül
Yar bulacak il mi kaldı
İçim ısınmaz gurbete,
Bir yar için harcadım ben ömrümü.
Yarime'mi ömrüme'mi yanayım.
Sol'durdum gönül bağımda gülümü.
Bağına'mı gülüne'mi yanayım.
O yar gitti beni bensiz bıraktı.
Her gün ahu zardır bülbülün karı.
Sevdası gül olan hardan mı korkar.
Aşık yürek zaten bir yangın yeri.
Sevda ile yanan nardan mı korkar.
Yarden ayrılanın bitmez efkarı.
Güneş görmeyen damda,
Ah dostlar gönlüm gamda,
Bilmem nasıl yatılır,
Yirmi yıl bu zindanda.
Dert bela beni buldu,
Ben kendi yurdumda garip kalmışım,
Gurbet bildiğim yer yurt olmuş bana.
Dostun kapısını boşa çalmışım.
Şu el kapıları yurt olmuş bana.
Her nereye varsam içimde gurbet,
Birbirini kırıp yiyen dünyada.
İnsanlık nerede akıl nerede.
Doğup doymamış sın kendi yurdunda.
Gurbet el nerede.sıla nerede.
Bu nasıl yıkımdır bu nasıl talan.
Yabanın nadanı bülbül mü olur
Meramın arz eden dil olmayınca
Her doğru söyleyen menzil mi alır
Güzele doğruya yol olmayınca
El arif olsa da kendine arif,
Hangi işe dikiş atsam tutmadı,
Çırağım,eksiğim ustalık benim.
Sorana iyiyim dedim yalandı,
Doğrusu bunca dert,hastalık benim.
Hayat okuluna oldum talebe,
Ey sevdiğim senin ne çok yüzün var
Şeytan mı melek mi hangisi sensin
Her gün başka telden çalan sazın var
Söven mi öven mi hangisi sensin
Gün içinde nasıl değiştin öyle
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!