Güzün yaprakları döküldüğünde,
Sayfalar yıpranıp söküldüğünde,
Gözlerinden yaşlar çekildiğinde,
Geçen her bir anı, unutacaksın.
Birkaç damla yaşı yele savurup,
Sevgiyi hayalde, düşte sanırdım
Yalnızca hasreti, derdi tanırdım
Şimdi tüm içimi sana ayırdım,
Sen ne dersen de yar, sensiz olamam.
Bunca yıl yaşadım matemle, yasla,
Gönül toprağıma ne ektiğimi,
Aşkının derdinden ne çektiğimi,
Bazen bir sel olup ne aktığımı,
Herkese anlattım, bir de sen bilsen…
Damarımda sanki çağlayan kanı,
Bir meşale yakmışlar, adı olimpiyat
Sevgi, dostluk,barışmış bunların gayesi.
Peki, nerden geliyor duyulan bu feryat?
Bu acı, gözyaşının kimlere payesi?
Hiç bir şey söylemeyin, susuverin bari,
Dökülürken birer birer,
Papatyanın yaprakları.
En sonunda seviyor der,
Papatyanın yaprakları.
Zarif, ince dallarıyla
Sanma ki sensiz can taşıyorum ben
Dengesiz kalmışım düşüyorum ben
Yazın ortasında üşüyorum ben
O sıcak tenine sarılmak varken.
Özlemin sadece figanım oldu
Hakim olmam çok zor sinirlerime
Bak çeker giderim kızdırıp durma.
Biraz renk, hayat ver şiirlerime,
Bana hep hasreti yazdırıp durma.
İçime işledin nakışlarını,
Kendi ettiğini yine kendin bul,
Ne diye çekeyim senin derdini?
Kendi hatasıdır ağlıyorsa kul,
Ne diye çekeyim senin derdini?
Sen sevmedin diye ağlayayım mı?
Nasıl yok sayarsın geçen yılları?
Aşk dolu günlerin yok mu hiç hatrı?
Koskoca bir ömür olmuşken yarı,
Beni tek bırakıp nereye böyle?
Benimle el ele mutluydun hani,
Bırakma ellerin elimde dursun
Varsın şu yüreğim binlerce vursun
İçimde bu çarpan yıldırım mı ne
Kalbimi közleyip çeviren Nursun.
Gem vurulmaz canım hiçbir duyguya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!