Ne kadar çok elimiz varmış meğer
İlkin, senin elinle tutuşan benimki
Sonra çocuklarınki
Gençlerinki
Tekel işçilerininki
Sonra, ellerin elleri...
“Susurluk” ismi su sığırından geliyor
“Manda” demek yani
3 Kasım 1996`da
Susurluk yolunda
O iblis Mercedes`in
Masum kamyona çarpmasıyla
Kuzu gibi olun diyorlar
Buyuyup ortaya cikinca
Koyun gibi gutmek icin sizi
Dinlensin diyedir gözlerimiz
Bu önümüzde açılıp giden manzara;
Bu dünya, yoruldu mu kuşlar konsun diyedir,
Ve tanrılar boşluktan bıkınca.
Ellerimize malum olur nedense
Sırtımda çıplak
Islak nefesin
Bi gidip bi geliyor
Biz senlen yatmıyoruz ki
Yaşamıyoruz da
Senlen raks rakına kalktıkta
Başım ayaklarınla
Ayaklarım başınla beraber,
Ve oran orama değdikçe,
Evler boşalıyor
Sokaklar boşalıyor
Bugün Ondokuz Mayıs,
Mayısın ondokuzu!
Sen ey Türk ülkemizin geleceği,
Ulusumuzun gözbebeği,
Sen ey demir parmaklıklarda barfiks yapan
Ranzalarda parende atan
Baktikca cogalir yildizlar gecede
Parmaklarinla sayilmaz;
Kimi duyulur, kimi duyulmaz,
Dinledikce cogalir gecede,
Sesler gelir,
Ya hizlidan, ya yavastan.
Romalılar aslanlara atarlarmış Hıristiyanları.
O Hıristiyanlar ki
Romalılardan daha dürüst, daha düzgün, daha uygar bir
düzene
inanmaktan başka suçları yoktu...
Romalılar oyalamak için işsiz yığınlarını
Düşlerinin büyüklüğü kadar özgür.
Kalbinin ağırlığı kadar aptal.
Zihninin genişliği kadar bencil.
Sevenin kadarsın aslında.
Sevmeyenin dolsanda.
İnsanevladısın sonuçta.
Her şey sende gizli...
https://youtu.be/6zPewiBAXoM
Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.