Kibrit çakıyorsun karanlıkta
badem çiçeklerini görmek için
Ve mart denizlerinde tedirgin bir çift
sarnıç gemisi gözlerin
Bir iş açacaksın sen başımıza
yangın mı olur artık, bahar mı?
Gözleri görmeyen Eşber,
Dünyayla barışık
Gözleri açıklar
Dünyaya kapalı,
Yağmurdereli`yle birlikte
Savaş için, Rusça niyet
Başlayan bir şey vardı unuttum
Anımsamaya çalışıyorum şimdi
Emekdar kelimelerle:
Bahar
Gençlik
Bebek
seni yıldızlara benzetiyorum onlar kadar etkileyici, çekici ve güzelsin ama aranızda tek fark var onlar milyonlarca sen birtanesin.........
çatlak yüreğimle türkülü yollara
düştüm ki o kadar olur
seke seke ben geldim
sike sike gidiyorum...
Sen çaldıkça Teodorakis
Bir mor yağıyor üstüme...
Dudaklarım öpüşmekten mosmor...
Bir putum sanki ilahilerle
denize fırlatılmış
Ve bir deniz yağıyor üstüme
Geçen gün görüşe gelenlerin isimleri okunurken hoparlörde,
Otobüs Terminalleri düştü aklıma;
Aynı çatlak ses, aynı nalça ağız:
Adana'dan İstanbul istikametine gitmekte olan
Gazanfer Bilge Turizm Otobüsü Yolcuları
Otobüsünüz hareket etmek üzeredir...
Öyle bi aş olsun ki derim...
'Biraz taş biraz hayvan biraz düş'
Ve göğe aşırdığım kuş
Denizin mor bostanından
Süngerim al soğanım
Doğdum doğalı yürüyordum
Adım adım ölüme doğru
Ama şimdi dışarda evvel-bahar
Çiçeğe durmuş badem ağaçları
İçerde masanın üstüne eğilmiş dalgın başım
Sırılsıklam yeleleriyle
Düşlerinin büyüklüğü kadar özgür.
Kalbinin ağırlığı kadar aptal.
Zihninin genişliği kadar bencil.
Sevenin kadarsın aslında.
Sevmeyenin dolsanda.
İnsanevladısın sonuçta.
Her şey sende gizli...
https://youtu.be/6zPewiBAXoM
Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.