karanlık basmadan ovalarıma
kainatın duru illetsiz aydınlıkları
katılaşırken çocuk ruhlarında
karanlık basmadan kararmadan taşıtlar
et kemik taşıtı tam da
Bulutların yeryüzüne doğru saçaklandığı vakitler
Sürüleri doyurmuş
Köylere emin bir gece yaymış
Serin ve ılık evlerin seccadelerinde
Yatsılarla nehrolmuş
Helal kadınlarıyla yukarılara bakıp akan
Orda şehitler Afgan
Derler ki gel iman armağanıyla boyan
Kan sancağı
Cennet sedirlerinin basamağı
Dün kalabalıkta
Sevmekten yorulmaktayım
Yalpalayan bir sarhoş var
Şimşek vuruyor onu bir çırpıda
Seçip vuruyor
Fırtına çevreği de onu buluyor emiyor
Bin desi derinlikte delik bir kalp
Uzanır ağız
Siyasal bir avuç hava ister
Benimle fazla yakınlık kurdun
Çiçeğim
Korkuyu kapışır taşlar
karanlık kendine çekince perdeyi
göz hüzünle odayı kapar
el uyur ve akvaryumda balık
resmi çekilmiş nehir
svebiş - hal'de
büyük bir park her alman kentinde
bulunduğu gibi
ve merdiven tiyatrosunda
bir adam yaratmak piyesi
uzun bir geçmişimiz var
hiç yorulmadan
en azından bir kere
eğlenceli beşik
ha biz varız
Yaklaşan seherle sözlüsün. Bir zamanlar
Dağ Taş ve toz toprak karlı yollar
Ve buzullar arasında çağlayan sularda
Aracıydın ekmeğine sevgili eşlerinin ve çocuklarının
Evet barışlasın bütün zamanlar
Doğuyor çocuklar
Türkiyede
Cezairde
Kenyada
Eskimolar ülkesinde
böylesine kabalaşan komutlardan ibaret sohbetlerin zaman kaybına yol açtığı civarımızda aslında rehber ışığı hep yanıbaşımızda neden gizlenmekte böylesine. aramayan kibirlilere saygı terbiyesi buldurulmalı, ruhu şad olsun minnetle...
Geçtiğimiz Cuma günü ölüm yıl dönümü olan şairimizin ruhu şad oldun (AMİN)
Cahit Zarifoğlu'nu zarif yapan, günümüzde oradan buradan sunulan ve çoğu ona ait olmayan aşk minvalinde şiirler değildir. Her insanın bir âlemi, yani bir derûnî dünyası vardır. Huyları, hâlleri... İşte en mahreminden iki avcumuz arasına süzülmüş o satırlarda gördüğümüz zariflik, onun şâirliğine deği ...