Şimdi benim tadım yok sensiz
gelsen kasım ayazında üşüyen ellerimi
ısıtsan ve ben uzun uzun dalsam gözlerinde
kaybolduğum yarınlarına belli bir zaman
sonra dalalım uykuya ve beni kokunla
uyut bir daha uyanmamacasına.
Belki bir gün İstanbul galata kulesinde
tesadüfen karşılaşırız gülümseyerek el
sıkışıp tebessüm ederiz birbirimize ve
sonra galata kulesi eşliğin de birer çay
içip eski günlerden konuşuruz uzun uzun
birbirimize bakarız kim bilir belkide kavuşma vaktidir..
Sanki o gece gideceğini bilmiş gibiydi
bu koca şehir ve o günden sonra benim
hiç sabahım olmadı çünkü sen benim
bir daha sevme ihtimalimi bile elimden aldın.
Sana uzun uzun şiirler yazmak seni
uzun uzun özlemek isterdim lakin
gözlerinde kaybolduğum boşluklarda
yüreğinde de kaybolurum diye korkuyorum..
Kadınım
Belki de cefa çeken yüreğine inat gülen gözlerinle dudaklarından dökülecek huzura prangalı kelimelerinle güneşi kıskandıran gülüşünle zaman kavramını allak bullak edip şimdiki zamanı mutluluklara gebe yarına çeviren sen kadınım her neredeysen doğum günün kutlu olsun.
Yaz"da bitti sonbahar yapraklarını çoktan
döktü eylül ekim derken kasımıda yolcu
eder olduk hangi mevsimde geleceksen
onu bekleyeyim lakin benim artık
mevsimlerede itibarım kalmadı..
Hayat ne garip değil mi?
şuan benden habersiz huzurla uyurken sen
ben gecenin tüm hüznünü yokluğunla harmanlayıp
her şeye son vereceğim birazdan ve sen yarın sabah hazin bir Pişmanlıkla uyanacaksın ve bir daha bu geceki Kadar huzurla Uyuyamayacaksın belki de belki de unutacaksın birkaç gün sonra Ama sen yarın sabah hazin Bir pişmanlıkla uyanıp cesedimin Başına koşarken ben seni düşünerek ben seni ölürcesine düşünerek ölmüş olacağım avucumda terleyen notu sana Saklıyorum sakın ağlama ardımdan giderken umarsızdın
Uğurlarken de aynı umarsızlıkla uğurla..
Sen seçtin kendine yakıştırdın bu hayatı
dahası üç kuruşluk ihaneti geride
bıraktığın uğruna her şeyi yine de
ansızın ardına bakarak gitti usanmışcasına
kendinden hala güzel resimlerdekiler den
çok daha güzel ne çok yakışmış yorgunluk yüzüne...
Gözlerin diyorum hayat kokuyor
gizli bir cennet saklıyor gibisin
gülüşünün saklı diyarında sahi
avuçlarımda terleyen ellerin
avuçlarımda kırışana dek
ellerimiz baston tutana dek
Bütün bir ömrü beni hiç sevmeyecek
sevemeyecek birine feda ettim elimdekilerin
kıymetini bilemedim bir hiçin peşinden
koştum elimde kala kala pişmanlık kaldı
meğerse hayatımın en mutlu olduğu anları
geçip giden zamanlardaymış.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!