İnciler,
Yazdıklarımız hep bizimdi,
En güzeli; düşünceler ve fikirler,
Paylaşırken, Aşık Veysel gibi,
“” benim sadık yarim kara topraktır”
Türküsünü söylüyorduk,
Değerler
...
Yıl bin dokuz yüz sekzen
Burası benim ülkem!
Her köşe başında bir ideoloji..
Ellerinde bir tas boya..
Gelincikler ve Güller
....
Biz, kır çiçeklerini severdik.
İnsan gönlünde derlediğimiz.
. Her gün, güneşler doğarken.
Sevgilerde, İnsanlara koşardık
Gönderme Yazılarını
....
Bıraktı beni tüm yazılar,
Sonbaharda yapraklarını,
Dökmüşse tüm ağaçlar,
Bir ayrılık hüznü çökmüşse,
Menemen
.....
Yumurtayı hangi uçundan kırarsak,
Sahanda zeytinyağı gibi üstte çıkarak,
Sarı renk de ki toplar bir anda fışkırır,
Savaşın Çocukları
.....
Irak semaları karanlık bulutlar içinde,
Uzayıp gitmiş akşamlar evlerde bir sis perdesi,
Ocaklar, sönmüş, ateş ve kan birbirine girmiş,
İnsanlar üzgün, insanlar çaresiz,
Seni Sevmedim,
..
Dünya da yaşayıp da,
Zaman ve mekanı sınırsızca,
Kullananları sevmedim,
..
Şerbetli Limonatalar
........
Bir sabah vakti,
Sokak başlarında,
Sarmaşıkların dolaştığı, ahşap evler,
Semt kahvesinin önünden geçerken,
Algılayamadım
...
Mevsimlerde düşüncelerimiz yoruldu,
Gün boyu olayları,hiç mi hiç,
Algılayamadım
Anadolu'nun ücra köşelerinde ki,
Bir Köy de...
...
Her zaman ki gibi, beni aldı götürdü,
Bir yer sofrasında, oturmuş insanlar,
Ellerinde bir kaşık,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!