Her birine ayrı ayrı ağladığım
Umutlarım var balonlara bağladığım
Yükselirken semaya arzularım
Ben safi seni arzularım
Görüyorum gözlerinde başkasına sadakati
Üşüyordum, kaybettim parkamı
Çehrem harabe, giriyordum bir gara
Yürürken birden döndüm arkamı
Üzgündün, titrek elinde bir sıgara
Zifiri gözlerin nemliydi
Üstü kızarmıştı yanağının
Köprüye çıkıp izlemek geceyi
Düşünde saklamak iki heceyi
Göklerde arıyorum şarkımızı
Koysak mı evimizi barkımızı
Şu iki parlak yıldız arasına
Dokunmasa kimsenin yarasına
Saat üç, sabaha karşı
Nidalarım delmekte arşı
Ruzgâr bir ses taşıyor kulağıma
Hafifçe çalıyor cenaze marşı
Şükür, yok rahatsız eden
Zihnimde yine onun çehresi
Kulaklarımda yankılanıyor sesi
Kurtulmak istiyorum
Yapamıyorum
Yardım et defter, yardım et
Bu ruyadan uyanamıyorum
Yalnız bir kâbustu yine düşüm dün
Yazık, oysa sen en zarif düşümdün
Üzüldüm, ne tuhaf diye düşündüm
Bir zamanlar ben de senin düşündüm
Ruhuma ulaştım yaza yaza
Uğramayalı dönmüş her yaz ayaza
Her şeyden fazla yer varmış hataya
İnsanlar bağlamış kendini raya
Martılar bile başlamış sıgaraya
Kimi teslim etmiş ömrünü askıya
Boşlukta, bağırsa da çıkmıyor sesi
Yokuşta, denese de yetmiyor nefesi
Uzakta, özlese de kaçıyor hevesi
Çıkamıyor, daralıyor kafesi
Anlamıyor, gezdiği yer neresi
Kaçmış kedisi, bitmiş şarap şişesi
Sırlarla sınırlısın
Görmemen gereken duvarlar ötesinde
Hapsolmuşsun zıtlıklarda
Çığlık atınca duymaz kimse
Elini uzattığında dokunmazsın
En yaklaştığın zaman bile
Kafiyem bitti bu kâğıtta
Kendimi arıyorum her ağıtta
Saki! Sen rakıları dağıt da
Müzeyyen’e eşlik edelim
Gönlümdeki ağaçtan koparak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!