17 yaşındayım çok bir yaşantım olmadı
Onsuz olamayacağımı kâğıtlara söylerken
Istırabım artıyor saatten her kum düşerken
Derlerdi ki “yirmisinden önceki düş, erken”
Ben çoktan yetmiş olmuşum severken
Ben ki yıldızlardan çok onu sayandım
Bir çift göz bu kadar etkiler mi insanı
Dünyalara değişmem ona baktığım anı
Saçın kokusu bağımlı yapar mı insanı
Her telinde saklı ayrı bir anı
Bir dudak öyle güzel güler mi insana
Kimi demli içer
Kimisi açık
Kimi yalnız sever
Kimisi âşık
Şiir yazamamak da varmış kaderde
Kalem kâğıt çare olmazmış her derde
Eski şarkılar sana eşlik eder de
Sen susarsın, sana bakmayan gözler de
Hatırlamıyorum saat kaçtı, üstümde ne vardı
Böyle günler hep olur, nefret edene dek uzardı
Sanki ben yarım kalan bir şiirdim
Şairimin son sahnesi de intihardı
O geceyi özel kılanı pürüzsüz hatırlarım hâlen
Hiç kımıldamadım, kalkıp gittim sahilden
Bir müzik var ama kuş cıvıltısı gibi sahiden
Kıyı uzaklaşıyor, dalgaların vazifesine doğru
Duruyorum, eylem eylemek gelmiyor doğru
Karga kondu yanıma, saat kaç oldu sahi?
Açma gözlerini, uyanma uykumdan
Görmezden gelme, utanma ne olduğumdan
Terk et omzumu, yürü ayaklarımdan geri
Yere indir beni, devam et kendimden ileri
Sıkma boğazımı artık, ellerimi bırak
Arala parmaklarımı, nefes al ciğerimden ırak
Birer birer öldürüyorum içimdekileri
Kendimden parçalar dolu zihnimin kileri
Ağır ağır yakıyorum ruhumdaki Yin’i
Ve korkunç bir sancıyla yapıyorum bu ayini
Gücü artıyor gittikçe Yang’ın
Alevler saçıyor gönlümdeki yangın
Sizin olsun sıcak yaz geceleri, en güzeli dahi
Ben üşümek istiyorum
Yalnız huzursuzluğumda titremek cayır cayır
Dalgalar damlarken birkaç kelimenin üzerine
Durmadan, yorulmadan, isyan edercesine bendine
Kırmızı mürekkep kollarımda yol açsın kendine
Duydun mu kanadı kırık baykuşu
Daha dün huşuyla sürerken uçuşu
Şimdi yokuşlar kuşatmış kuşu
Tırmanırken tepeye bitap
Farelerle, yılanlarla muhatap
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!