Pusu kurmuşlar Gönlüme
fırsat kollayıp namertçe!
dört duvar içinde tutsak şimdi;
prangalı ruhum azapta;
karabasan zindanında!
Korku mu,merak mı,Aşk mı!
İman mı,İhlas mı,Farz mı!
Bilinç altımı,hayallerimin yolu mu!
Alışkanlık mı uykusuzluk mu;
Bilmem yoksa aklımın bana oyunu mu!
Nedir bu keşmekeş
Her yerde ölüler ;
ve; ölüden de ölüler!
Akın akın, durmaksızın
adice kinekeş...
Canbazlar, asmande yüzler;
Hüzün kokuyor yaprakların;
Niçin büktün boynun Manolya!
Güneşe mi küstün suya mı;
Şu yaprak döken Yaren mi;
sevgilin miydi yoksa
allı morlu Açelya!
Kardeşlik için kan bağı hep bir mi olmalı;
Aynı topraklar için yekvücut bir millet;
can ciğer kardeş sayılmaz mı...
Alt etmek için düşmanı eller hep silah mı tutmalı;
Sayfalar üstüne akan göz nuru;
Hislerimi sözcüklere döksem;
yerini tehlikeli satırlar alır...
Dille hançer, siyasetle vurma suçundan;
Sanık sandalyesinde şiirlerim tutsak;
tarafıma infaz kalır!
Gelirsen diye sana bu Rahname!
Hafaza'lar indiğinde ve iblisin boynuzu üste bakmadan Horus!
Geleceksen böyle gel;
Düşün de bil de öyle gel!
Eskirmiş tüm yaşananlar ama hayat hep taze...!
Ezelden beri yağar yağmur;
Her yeni düşen damla tazedir taze...
Güneş her gün doğar ya ufuktan;
Her yeni doğan sıcak mı sıcak taptaze...
Her mevsim açar çiçekler koku taze yaprak taze...
Bir yağmur ki ıslattı ruhumu bile;
Sessizliğimin sesi oldu düşünce bir bir tenime...
Karardı hep ruh yüzüm damlaları kanımdan ince;
yağdı sel oldu gitti son umutlarım içinde...
Birikince sular damla damla akıp da yerlere;
Yaşamak sanatı buya ince eler sık dokuruz;
Mal,mülk,para,şan,şöhret için allem kallem ederiz...
Müşariz;
Gaipler aleminde uzatmalı cesetleriz...
Yaşadım bitti deme,yaşamın üstünde vardır nice yaşam!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!