Bir taç yaptım papatyadan
Buyur ettim gönül eşime
Eli elime uzandı
Elim elinden utandı
Ta dilin bağrı ispatyadan
Tac mahal kıskandı
Karanlıkta bir kurşunla ölecek kalan son kuş
Kaybolacak heybesinde dünyanın o an son düş
Bir kıvılcıma yol açacak insan vasfı ihanet
Bir kıvılcımla başlayacak o çok meşhur kıyamet
Ne bir boru ötecek ne ölü dirilecek
Sadece tutuşacak bir çok hane ve ocak
Saat dört sularında
Elimizde zar zor paramızın yettiği biralar
Arkadaşlarla kafa dağıtırız umuduyla
Denize karşı çömdüğümüz bir günde
Doldurma sahilde bir kayanın üstünde
Bir eli sigarasında diğeri dizinde
Diyelimki içeceğin suyun tükendi
Senin hakkın olan ekmekte yendi
Dört bir yanın kan revana boyandı
Hala ellerini açıpta göğe
Diyecekmisin medet ya efendi
Yoksa yıkacakmısın söyle bu bendi
Dışarıdayım insanların dışında
İnadı inat bir yağmur ki başlamış
Bedenimi taşlıyor her değişinde
Aydınlığa çıkacağım aydınlığa Gılgamış
Sis perde değil göz yaşı topluluğu
Nerelisin diyorlar her şeyden önce
Nereli olduğum kim olduğum mu?
Çeviripte dilimi Dünya diyince
Söndürmeden uyuyorlar yatsıda mumu
Hangi dine mensupsunda bir başka sual
Tarlada bir tavşanın peşine düştüm
Kapaklandım yüzükoyun yere düştüm
Tavşan kaçtı sır oldu gitti
Bende ardında ayaklarıma küstüm
-Yakalasam sadece sevecektim veleti-
Bayrağına sofra bezi diyenler
Sofranın değerini bilmeyenler
Ankarada tahılını yiyenler
Bu topraklarda vatanın yerini bilmeyenler
Ol sebeptendir ki kardeşim
Aldırma ve dik tut başını
Rüzgar Türkümüzü söylüyor
Yada ben iyice aklımı yitirdim
Ayın şavkı gözlerimi alıyor
Dalgaları içe içe bitirdim
Kırlangıçlar iskele altında
Bak sı can it
Şim kı ı oğ
Di cam nı lum
Lan si e git
Yol ki be oğ
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!