Alnına dökülen saçakta güzel,
Omzunda belikte, açıkta güzel,
Hem gecede hem de ışıkta güzel,
Güneşte saçları sırma sevdiğim.
Açıver, zülfünden ırmaklar aksın,
Şimdi düşler ülkesinde ve mutlu musun?
Haydi söyle gelecekten umutlu musun?
Yalancı bir gülüş ve sahte neşeyle,
Diline tutturulan şarkıyı söyle.
Tertemiz yurdumu kirleten yobaz,
Bu aziz vatanda işin ne senin,
Kendi diyarına var git hokkabaz,
Bol olsun içkin de köşkün de senin.
Her türlü ihanet o pis kanında,
Saygıda hiç kusur etmesin kimse,
Buyurun haşmetli, sayın vekilim.
Yaslanıp geriye şöyle, mümkünse,
Mabadı koltuğa yayın vekilim.
Diyorsan ki “koltuğumdan kalkamam”
En güzel surette, bütün melekler,
Senin doğduğun gün gökten inmişler.
Var olmuş olan bütün güzellikler,
O güzel yüzünü seyre gelmişler.
Ekmeksiz, aşsız ve susuz kalanlar,
Bir başka alemde uçar gibiyim,
Kanada gerek yok seni düşledim.
Sevda pınarından içer gibiyim,
En güzel hazları ben avuçladım.
Hevesin kursağında kalmayacak,
Ey güzel gözlü, ince sözlü bayan,
İster kanatlan gel, istersen yayan,
O sevda sunağında bekliyorum seni,
Gelirken gözlerinin rengine boyan.
Soruyor, arıyor, gözlüyorum seni,
Kururken gönlümün beyaz gülleri,
Geldin de yeniden açtı sevdiğim.
Soldu, yaprakları döküldü derken,
Şükür can suyunu içti sevdiğim.
Viraneye döndü yıkıldı derken,
Göğsü ak turnanın, kanadı kara,
Sevdadan başkası güdülmez yara,
Dizilmiş sur gibi hep sıra-sıra,
Ağzında, dişleri güzel sevdiğim.
Şu dağların karı erir bitmez mi?
Eline de güzel gözlüm eline,
Kurban olam o incecik beline,
Haydi sen de dokun sazın teline,
Sevda türkümüzü söyle sevdiğim.
Tut elimi sarılalım gel gayrı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!