Öğreniyorum yeni yeni
Menekşelerden papatyalardan
Karanfil saatlerinde
Seni sevme okulundayım
Çok kıyamet günlerinde
Çok zebani eskitmiştir
Yeni baharlara saklar
Mevsimsiz bulutları
Beni böyle kafeslerin içinde
Suya tutsak ettiler
Seni böyle güllere sevdalı
Beni böyle türkülere vurgun
Acılar şafağına kan sızar saatlerinde
Aydınlığa kör
Sen susarsan
Sevgimiz de susar
Bırakılmış yalnızlıklarında kanarsın
Bir boşluğa şiir söyler gibi yaşarsan
Yüreğin püskürür
Mülteci bir iklimin coğrafyasında
Şiirlere sonbahar yağarsa
Sözcükler dökülür
Soramazsın niyedir nerdesindir
Niyetin kanaati yendiği yerdesindir
• Sevda, geri dönmemeye gitmektir.
• Aşk, ters biçimlendirilmiş bir uçurumdur, hızla düştüğünü sanırken bulutlara çıkarsın.
• Sokağa çıkamaman hakim yasalarla belirlenir, insan içine çıkamaman yaşamınla.
• Sevda, hem yola çıkılan hem de varılmak istenen tek yerdir.
• Işık, sevdaya geç düşer; ama düşer.
• Düşünmek J.J. Rousseau, yazmak Dantondur.
• Biz ne özgürlükler gördük, yalnızlığı sırılsıklam.
• Gül, budağından çiçek açmaz.
• Kar, kışın tanımı değil; yaşananıdır.
• Nüfus kağıdını değiştirmen, adına anlam yüklemez.
• Şiirin müteahhidi olmaz.
• Güneş, oluşturduğu gölgeyi kıskanmaz, sakınır.
Kol geziyor kara zulüm
İki yakanızda elim
Anasının feryadıdır
Yakar bu evreni bilin
"Uyyyy ben ölim
Mahzun mahsuniyete mahsus mabetler gibidir çarpıp duran yüreği
Külliyen muhabbete muhatap müebbetler taşır o yüzden
Manzumeleriniz muazzam vuslatlara denk düşürse de anlık hayallerinizi
Umutsuz ve umarsız endişelerinizin telaşı silinmez yüzünüzden
Gerçi hoş oldu kapımızı çalmanız uzun ve anlaşılmaz sözleriniz
Doksan dokuzluk sabır iklimiyle ama
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!