Her şeyin sonunda olabilir
Nefretin savaşın esaretin
Ayrılığın gurbetin saltanatın
Ama üç şeyden sonra gelmemeli
Biri sevda biri umut
Biri de senin adın
sen ne kadar anlatsan da
Ya Bektaş-ı- Veli çıkacak karşına ya Nazım
Kazayla hataya düşersin dilinde
Sözcüğün boynu bükülür neme lazım
Döneceğim Daşa*
Tütün zamanı
Gözlerin ufka yeni yarınlar çizerken
Küçük ayaklarınla çamurlara basarak
Fabrikaya giden haklı direnişini
Selamlamak için geleceğim
Kurutulmuş çiçeklere benzer sabaha karşı yıldızlar
O yüzden
Çiçek kurutmayacaksın
Her sözcük yeni bir sevda yaratır
Darıltmayacaksın
Her döndüğün köşeden sonra
Bir sokağı ardında bıraktığını
Hiç düşündün mü
Durgun sulara bıraktım yalnızlığımı
Yüzümde fırlatılmış bir hüznün halkaları
Dağınık suretin
Seni seviyorum
Sudaki karıncanın sevmesi gibi tutunduğu dalı
Adın hasretimin öbür adı
Gece düş kırıklığına kefilsiz bir örtüdür
Neonları iblisler basar vitrin çiçekleri ölür
Meşru küfür karanlık gayriler sırılsıklam
Hüküm yere düşerken yağmur göğe gömülür
Toroslara akşam kahverengi iner
Ormanlar kestane rengi sonbaharda
Toprağa upuzun yatarsın
Düşlerin çınar yaprağı
Gece Toros ormanlarında kurulan
Düşler gibi gözlerin
Şimdi hazır en özenilmiş gül bahçesinde yerin
Şimdi hazır bütün savunulmuş köşeleri yüreğimin
Şimdi hazır hiç yazılmamışı dizelerin
Meydanlar adın bayraklar eskimeyen yüzündür senin
Onlar giderkendi
Aykırı çocuktular
Dağdılar
Kırlangıçtılar
Bu turuncu senin bu mavi senin dediler
Bir laciverdi anılar bıraktılar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!