Bu Sefer Yolculuk Benimle/ Yar ile Sohbet

Ahmet Yusuf Yılmaz
104

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Bu Sefer Yolculuk Benimle/ Yar ile Sohbet

Şimdi söylesem ki sana;
"Seni seninleyken özlemeyi özledim,
Sensizken değil..."
"Dinlemekten yoruldum bunları!" demez misin?
"Kafam darmadağın
N'olur sus!" demez misin?
"Çok dinledim bu özde değil, lafta olan sözleri." demez misin?
Önce beni bir dinle,
Sonra diyiver ne diyeceksen...

Şimdi söylesem ki sana;
"Ellerini hiç tutmadım ama,
Canın yaşasa sadece benim canımda aşkı yaşar."
"Sana inanasım gelmiyor." demez misin?
"Yaşatmak uğruna çıkanlar,
Daha gönül kapımın eşiğinde yorgun düşüp kaçtılar." demez misin?
"Beni bırakıp gittiler,
Ve sen ki ihtimallerin en farklısı,
Nasıl bu kadar emin konuşursun?" demez misin?
Önce beni bir dinle,
Sonra diyiver ne diyeceksen...

Şimdi söylesem ki sana;
"Hayatım boyunca
Seni asla sol yanımdaki tahtından indirmem!"
"Karşına çıkınca bir çapsız,
Hemen uçuverirsin çapsızlar diyarına." demez misin?
"Sizler hep bir yara bandı aramaz mısınız
Başkalarının yaralarını sararken?" demez misin?
"Büyük konuşma öyle,
Ben çok konuştum bak halime!" demez misin?
Önce beni bir dinle,
Sonra diyiver ne diyeceksen...

Şimdi söylesem ki sana;
"Bir şans versen bana,
Seni seviyorum dediğim her anda
Kalbinin öpüldüğünü hissedeceksin!"
"Ben verilecek bütün şansları bir vefasız da tükettim." demez misin?
"Vereceğim bir şans varsa,
O şansa sahip olabilmek için
Kurşunlar önüne siper olman lazım." demez misin?
"O zaman da ölür gider yine o şansı kazanamazsın." demez misin?
Önce beni bir dinle,
Sonra diyiver ne diyeceksen...

Şimdi söylesem ki sana;
"Aşkımın seni heyecanlandırdığı zamanlara gitmek istemez misin?"
"Adam akıllı seni seviyorum bile diyemedin,
Ne diye gidecek mişim o itirafı bile aceleye gelmiş zamana?" demez misin?
"Ne yapayım hep beni acabalara,
Beni şüphelere gark eden,
O korkak zamanı?" demez misin?
"Gidince belki başkasını seveceksin ne malum?" demez misin?
Önce beni bir dinle,
Sonra diyiver ne diyeceksen...

Şimdi söylesem ki sana;
"Hiç düşündün mü,
Sana olan aşkımı kendinle sergilemeyi?"
"Düşündüysem de bir anlık gelirdi geçerdi, Geçmeliydi!" demez misin?
"Rüyaların ne güne duruyor?
Orada mutluydun benimle hani?" demez misin?
"Sen hani elde etmezdin beni?
Hani sadece severdin hiçbir şey yapmadan?
Sen değil miydin beni kazanmaktan kaçan?" demez misin?
Önce bir dinle beni,
Sonra diyiver ne diyeceksen...

Şimdi söylesem ki sana;
"Şimdi sadece beni dinle...
Dinlemekten yorulman saklamaz bendeki gerçekleri...
Özüm de lafım da senin...
Susmayacağım,
Çünkü en çok susarak yorduk birbirimizi...

O kapının eşiğine şiirler bırakırım ben.
Ben o kapının eşiğine şarkılar okurum,
Ben o kapının eşiğine fedakarlıklar dizerim,
Ben o kapının eşiğine uzanırım,
Ve bir gün içeri girebilmenin hayalini kurarım.
Girersem kovulmaktan korkarım,
Otururum süklüm püklüm,
Ama yeri gelir sözüm dinlenir çünkü;
Saçlarını bir kez olsun,
Tel tel saymak istediğimi söylerim.
Onu sevdiğimi göstermek isterim...
Ve bu hayal sebeptir;
İtimallerin en farklısının o kapıda durmasına...
Yorgunluk ne kelime?
Acı biber sürülür onu söyleyen dudaklara...

Yaranın muhatabı sensin,
Yara bandım da sadece sen olabilirsin.
Başkasının yaptığı üflemek olur yalnızca...
Keşke büyük konuşsan sana olan aşkım hakkında,
Ve ilk kez büyük konuşmuş olsan sadece.
Bedelini sevgimle ödesen...

O şansı hiçbir zaman kaybetmedim.
Öyle yapılacaklar olurdu ki yapılacaklar listemde,
Girerdim yıllardır konuşulan efsane aşklar listesine...
Sende de tükenmedi hiçbir şey,
Sadece yorgun ve "öyle şeyler!" yapmış bir yüreğe sahipsin...
Ölecek kadar seni kaybetmeyi göze alamadım henüz...
Çünkü sen ölümle kaybedilmezsin...

Seni sevdiğimin kanıtlarını aradığın zamanlardı onlar...
Korkular seni kaybetmekte hem fikirdi...
Seni seviyorum sözü başka baharlara saklandı,
Çıkacağı günü bekledi,
Hala dahi bekliyor...
Ve elbet yolum senin aşkına düşerdi.
Başkasını sana benzetmeye çalışmak,
Seni sevmekten daha alçakça değil mi?
Yine seni sevmeyi seçerdim...
Ve bu sefer kendimi sadece "Seni seviyorum"la savunurdum...
Her sözüne bir "Seni seviyorum" vururdum...
Senin beni alt edebileceğin her anda,
Araya sevdayı sokardım...
Çıldırtırdım seni sadece severek...
Sen ise o zaman yine gider miydin,
Yoksa kalıp;
"Bu kafamı allak bullak etmeyi amaç bellemiş,
Şiirlerine sabah akşam beni yazan,
Ve deminden beri beni sevdiğini söyleyen manyak,
Gerçekten beni istiyor mu?"
Diye kendine sorar mıydın,
Bilemiyorum...

Hayır aklından geçmeliydi...
Çünkü sendin sürekli soran,
Merakını gizlemeyen...
Bana cesaret aşılayan sendin.
Ama verilmiş bir cesaret kısa ömürlüdür.
Mühim olan kendin yaratmak değil midir?
Aklından geçmediyse sebebi benim...
Geçecekse de kırdım o hayali ortasından.
Set vurdum önüne...
Aynı senin gibi...
Çünkü dünya bize kural koydu yine...
"YANLIŞ!"
Seni istememeye cesaret ettim de,
Nasıl seni kazanmaya cesaret etmedim,
Anlamak bile istemiyorum...
Eğer bir yanlış varsa bunda, rüyalarda çekilmiyor...
Her şeyi doğru yaptık da,
Bir birbirimizi sevmek mi yanlış olurdu diye düşünmedim değil...

Oldu diye değil,
Olmayanlara da sahip bu uzun metrajlı şiir...
Ama dile getirilmeyenleri,
Belki getirilecek olanları dile getirmek ne güzel şey.
Yâr ile karşımdaymış gibi sohbet etmek ne güzel şey.
Ona cevap aramak,
Sorular sormak ne güzel şey...
Şey...
Sanırım geldin varacağın yere,
Ya da yarıladın...
Yolculuğumuz bitti.
Ben burada iniyorum,
Şimdi sen kendini seyret gülüm...

Ahmet Yusuf Yılmaz
Kayıt Tarihi : 29.4.2022 07:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Yusuf Yılmaz