Ve öğretmen sabah ilk ders için sınıfa girdi
Ve bütün çocuklara gülerek günaydın dedi
Ve önce anlattı yaşama dair bildiği her şeyi
Ve sonra hepsine rengarenk kağıtlar verdi
Ve bu kâğıtlardan resim yapmalarını istedi
Ve dağları ve ormanları ve tüm güzellikleri
Ve güneşi, aydınlığı ve sevmeleri.
Sokakta karşılaştım.
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.
Devamını Oku
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.
Kaleminize sağlık
İnsanlık tarihinden bu yana
iyi-kötü mücadelesi devam
ediyor..Baki alemlerinin fani
tarlasında milyon sene milyar
insan eken biçer ama hak ve
batılda ki yeri nedir? Onu belirler..
Bakalım bizler neler yapacağız,
Neleri öğrenip neler öğretecegiz?
Selamlar Saygılar..
BEDRİ TAHİR ADAKLI
daha iyi günler görecegiz çocuklar enfesti
-yazıdan çok daha önce, yazıdan çok daha sonra
ve önce çığlık, sonra çığlıksız bir çocuk, kanlar içinde yuvarlandı yere
kovuk karanlığında besili, bin yıllık örümcek eli, dokunuverince tetiğe
sevgiden daha da önce tanıttığından, ihanetin gerçek yüzünü, yüzyıllar
ah ne yapsak hep böyle, aynı meydanda birbirine benziyor yok oluşlar
işte kaybolup gitti sonunda gene çocuklar, daha önceden gittikleri gibi
kendisi de bilmediğinden olacak ihaneti, öğretmen sadece bunu öğretmemişti.
* * *
Cevat Çeştepe
------------------
Yeter artık ustam, yeter!... bitsin bin yıllık yalnızlığımız
Bir gününe bile tahammülümüz kalmadı....
Su kenarlarında yalnız açan nergizler de ağladı
Tüm yalnızlıklar gömülsün gölgeli çukurlara,
Çocuklar da ölmesin ustam.... veda edelim yalnızlıklara.
Nişan almışken, tetiğe basacakken...
dizlerinin hizasına indirdi tüfeğini Mümtaz hocam.
'Yapamam Kemal, yapamam oğlum' diyerek titrek dudaklarından,
' Yalnız da olsa , varsın dolaşsın
en sona kalan tek beyaz tilkimiz, bu dağlarda'
derken, göz yaşları yanaklarından süzülüyordu.
Bin yıllık değil ama 65 yıllık bir anıyı, yalnız ilk okul hocamı, ve köyümüzün dağlarında tek başına yalnız dolaşan, kar beyazı tilkimizi hatırlattınız bana,
felsefesi ve bütünüyle harika şiirinizle.
Gönülden, sevgiyle kutluyorum sizi, değerli dostum sevgili Çeştepe.
Kemal Polat
Ve öğretmen ayağa kalktı, günlük dersini bitirmişti
Ve iyi günler çocuklar derken, bu kez gülümsemedi
Ve çocuklar yerlerinden kalkmadan, öylece bekledi
Ve kapıdan içeri hızlı adımlarla, bin yıllık tarih girdi
Ve tarih gün sonu yoklaması için, çıkardı defterini
Ve çizdi vurulup ölenin cismini, diğerlerinin ismini
Ve işte böylece bir nesil daha silindi…
Yine mükemmel bir çalışmaya imza atmışsınız ağabey,severek okudum.Okurken düşündüren ve mesajlar veren harika dizelerinizi okumak büyük keyifti.Yüreğinize sağlık.Saygılar sunuyorum...
Ve öğretmen sabah ilk ders için sınıfa girdi
Ve bütün çocuklara gülerek günaydın dedi
Ve önce anlattı yaşama dair bildiği her şeyi
Ve sonra hepsine rengarenk kağıtlar verdi
Ve bu kâğıtlardan resim yapmalarını istedi
Ve dağları ve ormanları ve tüm güzellikleri
Ve güneşi, aydınlığı ve sevmeleri.
* * *
- and dağlarında, toroslarda, bütün coğrafyalarda
üzerinde ot bitmez yalçın kayalara yapışmış, kor bir bakıştır gözlerim
günün sıcağından yangın düşer üstüme, gece ayazında donar küllerim
çırılçıplak ufuk çizgimin her noktasında, çırılçıplaktır sınır kulübeleri
anlatılamamış dünyaların yalnızlığı gibi, ıssızlıktır hepsinin nöbetçileri
ama günü gelecek bilirim, fişek gibi kahkahalarla kaplanacak gökyüzü
bildiğim için bin asır geçse de beklerim, insanlığın görmek için güzel yüzünü.
...
-çocuk oyunları başkadır, başkadır oyunlar arenada
kuş uçmaz günlerden bir gün, kervan geçmeyen gözlerimin önünden
elleri rengarenk kağıtlı çocuk sesleri, çağlayanlar olup çağladı birden
hiç tanımadığı nefesleri, sabah öpücükleri gibi, teninde bulunca doğa
düştü depremlerle yarılmaz, taşkınlarla taşmaz, bir derin sarhoşluğa
çocuklar, ellerindeki renklerden, bütün çirkinliklere yama yapıyordu
ama geride gözden nasılsa kaçmış ve aydınlığı tanımamış bir kovuk yatıyordu.
...
-yazıdan çok daha önce, yazıdan çok daha sonra
ve önce çığlık, sonra çığlıksız bir çocuk, kanlar içinde yuvarlandı yere
kovuk karanlığında besili, bin yıllık örümcek eli, dokunuverince tetiğe
sevgiden daha da önce tanıttığından, ihanetin gerçek yüzünü, yüzyıllar
ah ne yapsak hep böyle, aynı meydanda birbirine benziyor yok oluşlar
işte kaybolup gitti sonunda gene çocuklar, daha önceden gittikleri gibi
kendisi de bilmediğinden olacak ihaneti, öğretmen sadece bunu öğretmemişti.
* * *
Ve öğretmen ayağa kalktı, günlük dersini bitirmişti
Ve iyi günler çocuklar derken, bu kez gülümsemedi
Ve çocuklar yerlerinden kalkmadan, öylece bekledi
Ve kapıdan içeri hızlı adımlarla, bin yıllık tarih girdi
Ve tarih gün sonu yoklaması için, çıkardı defterini
Ve çizdi vurulup ölenin cismini, diğerlerinin ismini
Ve işte böylece bir nesil daha silindi…
Güzel ve anlamlı bir kaptan şiiri.
-yazıdan çok daha önce, yazıdan çok daha sonra
ve önce çığlık, sonra çığlıksız bir çocuk, kanlar içinde yuvarlandı yere
kovuk karanlığında besili, bin yıllık örümcek eli, dokunuverince tetiğe
sevgiden daha da önce tanıttığından, ihanetin gerçek yüzünü, yüzyıllar
ah ne yapsak hep böyle, aynı meydanda birbirine benziyor yok oluşlar
işte kaybolup gitti sonunda gene çocuklar, daha önceden gittikleri gibi
kendisi de bilmediğinden olacak ihaneti, öğretmen sadece bunu öğretmemişti.
* * *
Ve öğretmen ayağa kalktı, günlük dersini bitirmişti
Ve iyi günler çocuklar derken, bu kez gülümsemedi
Ve çocuklar yerlerinden kalkmadan, öylece bekledi
Ve kapıdan içeri hızlı adımlarla, bin yıllık tarih girdi
Ve tarih gün sonu yoklaması için, çıkardı defterini
Ve çizdi vurulup ölenin cismini, diğerlerinin ismini
Ve işte böylece bir nesil daha silindi…
Cevat Çeştepe
------------------
Yeter artık ustam, yeter!... bitsin bin yıllık yalnızlığımız
Bir gününe bile tahammülümüz kalmadı....
Su kenarlarında yalnız açan nergizler de ağladı
Tüm yalnızlıklar gömülsün gölgeli çukurlara,
Çocuklar da ölmesin ustam.... veda edelim yalnızlıklara.
Nişan almışken, tetiğe basacakken...
dizlerinin hizasına indirdi tüfeğini Mümtaz hocam.
'Yapamam Kemal, yapamam oğlum' diyerek titrek dudaklarından,' Yalnız da olsa , varsın dolaşsın
en sona kalan tek beyaz tilkimiz, bu dağlarda'
derken, göz yaşları yanaklarından süzülüyordu.
Bin yıllık değil ama 65 yıllık bir anıyı, yalnız ilk okul hocamı, ve köyümüzün dağlarında tek başına yalnız dolaşan, kar beyazı tilkimizi hatırlattınız bana,
felsefesi ve bütünüyle harika şiirinizle.
Gönülden, sevgiyle kutluyorum sizi, değerli dostum sevgili Çeştepe. Kemal Polat
kar beyazı tilkimizi
Ve öğretmenin gözyaşı iksir olup, bütün kötülükleri sildi. Çünkü öğretmen anne ve babadan sonraki şefkatli sevecen, bilge bir veli idi...Naçizane böyle bir şey yazmak geldi içimden...Zira bu güzelliğe yorum yazmaktan imtina ettim...Şu kadarını söyleyeyim ki bu bin yıllık yalnızlık, dünyanın oluşumunun başında başladı...Dileğimiz, böyle değerli kalemler sorunları naif bir biçimde, öfkeden ihtirastan uzak, kendine güvenen filozoflar olarak bu gidişatı bir nebze olsun değiştirir...Bu şiiri Çocuklar da okumalı ne anlıyorlar onlara sorup, onların da fikrini almalı...Çünkü o kadar masum bir o kadar da çok zeki çok akıllılar ve böyle bir nesil kısa sürede yeni Atatürkler çıkaracak eminim...Çok uzun bir yazı oldu mazur görün; böylesi bir yorum anlayana yazılır, ve anlayan da maalesef bir elin parmak sayısını geçmiyor...Böylesine düşündürücü, düşünerek emek vererek yazdığınız bu eseri,bizlerle paylaştığınız için kendi adıma müteşekkirim...
tebrikler üstad muhteşem
yazıdan çok daha önce, yazıdan çok daha sonra
ve önce çığlık, sonra çığlıksız bir çocuk, kanlar içinde yuvarlandı yere
kovuk karanlığında besili, bin yıllık örümcek eli, dokunuverince tetiğe
sevgiden daha da önce tanıttığından, ihanetin gerçek yüzünü, yüzyıllar
ah ne yapsak hep böyle, aynı meydanda birbirine benziyor yok oluşlar
işte kaybolup gitti sonunda gene çocuklar, daha önceden gittikleri gibi
kendisi de bilmediğinden olacak ihaneti, öğretmen sadece bunu öğretmemişti.
* * *
Ve öğretmen ayağa kalktı, günlük dersini bitirmişti
Ve iyi günler çocuklar derken, bu kez gülümsemedi
Ve çocuklar yerlerinden kalkmadan, öylece bekledi
Ve kapıdan içeri hızlı adımlarla, bin yıllık tarih girdi
Ve tarih gün sonu yoklaması için, çıkardı defterini
Ve çizdi vurulup ölenin cismini, diğerlerinin ismini
Ve işte böylece bir nesil daha silindi…
Sus kaldım, öylesine muhteşem resmetmişki dizeler çağı ve hayatı, dondum kaldım..ama umudun yaktığı ışığı görünce araya serpiştirilmiş soluk aldım...Bu kalemi seviyorum, düşündürüyor insanı, yüreğinize sağlık şair...hep yazın bizlerde nasiplenelim..Alkışlarım yazdıran yüreğinize, sevgi ile kalın.
Bu şiir ile ilgili 126 tane yorum bulunmakta