Bin yıllık yalnızlık Şiiri - Yorumlar

Cevat Çeştepe
1214

ŞİİR


147

TAKİPÇİ

Ve öğretmen sabah ilk ders için sınıfa girdi
Ve bütün çocuklara gülerek günaydın dedi
Ve önce anlattı yaşama dair bildiği her şeyi
Ve sonra hepsine rengarenk kağıtlar verdi
Ve bu kâğıtlardan resim yapmalarını istedi
Ve dağları ve ormanları ve tüm güzellikleri
Ve güneşi, aydınlığı ve sevmeleri.

Tamamını Oku
  • Fatma Güneş Ergen
    Fatma Güneş Ergen 14.12.2009 - 13:03

    Kaleminize sağlık

    Cevap Yaz
  • Bedri Tahir Adaklı
    Bedri Tahir Adaklı 14.12.2009 - 13:00

    İnsanlık tarihinden bu yana
    iyi-kötü mücadelesi devam
    ediyor..Baki alemlerinin fani
    tarlasında milyon sene milyar
    insan eken biçer ama hak ve
    batılda ki yeri nedir? Onu belirler..
    Bakalım bizler neler yapacağız,
    Neleri öğrenip neler öğretecegiz?
    Selamlar Saygılar..

    BEDRİ TAHİR ADAKLI

    Cevap Yaz
  • Necla Özkan
    Necla Özkan 14.12.2009 - 12:53

    daha iyi günler görecegiz çocuklar enfesti

    Cevap Yaz
  • Kemal Polat
    Kemal Polat 14.12.2009 - 12:47

    -yazıdan çok daha önce, yazıdan çok daha sonra
    ve önce çığlık, sonra çığlıksız bir çocuk, kanlar içinde yuvarlandı yere
    kovuk karanlığında besili, bin yıllık örümcek eli, dokunuverince tetiğe
    sevgiden daha da önce tanıttığından, ihanetin gerçek yüzünü, yüzyıllar
    ah ne yapsak hep böyle, aynı meydanda birbirine benziyor yok oluşlar
    işte kaybolup gitti sonunda gene çocuklar, daha önceden gittikleri gibi
    kendisi de bilmediğinden olacak ihaneti, öğretmen sadece bunu öğretmemişti.

    * * *




    Cevat Çeştepe
    ------------------
    Yeter artık ustam, yeter!... bitsin bin yıllık yalnızlığımız
    Bir gününe bile tahammülümüz kalmadı....
    Su kenarlarında yalnız açan nergizler de ağladı
    Tüm yalnızlıklar gömülsün gölgeli çukurlara,
    Çocuklar da ölmesin ustam.... veda edelim yalnızlıklara.

    Nişan almışken, tetiğe basacakken...
    dizlerinin hizasına indirdi tüfeğini Mümtaz hocam.
    'Yapamam Kemal, yapamam oğlum' diyerek titrek dudaklarından,
    ' Yalnız da olsa , varsın dolaşsın
    en sona kalan tek beyaz tilkimiz, bu dağlarda'
    derken, göz yaşları yanaklarından süzülüyordu.

    Bin yıllık değil ama 65 yıllık bir anıyı, yalnız ilk okul hocamı, ve köyümüzün dağlarında tek başına yalnız dolaşan, kar beyazı tilkimizi hatırlattınız bana,
    felsefesi ve bütünüyle harika şiirinizle.
    Gönülden, sevgiyle kutluyorum sizi, değerli dostum sevgili Çeştepe.
    Kemal Polat

    Cevap Yaz
  • Şahmerdan Yıldırım
    Şahmerdan Yıldırım 14.12.2009 - 12:43

    Ve öğretmen ayağa kalktı, günlük dersini bitirmişti
    Ve iyi günler çocuklar derken, bu kez gülümsemedi
    Ve çocuklar yerlerinden kalkmadan, öylece bekledi
    Ve kapıdan içeri hızlı adımlarla, bin yıllık tarih girdi
    Ve tarih gün sonu yoklaması için, çıkardı defterini
    Ve çizdi vurulup ölenin cismini, diğerlerinin ismini
    Ve işte böylece bir nesil daha silindi…

    Yine mükemmel bir çalışmaya imza atmışsınız ağabey,severek okudum.Okurken düşündüren ve mesajlar veren harika dizelerinizi okumak büyük keyifti.Yüreğinize sağlık.Saygılar sunuyorum...

    Cevap Yaz
  • Mehmed Sarı
    Mehmed Sarı 14.12.2009 - 12:41

    Ve öğretmen sabah ilk ders için sınıfa girdi
    Ve bütün çocuklara gülerek günaydın dedi
    Ve önce anlattı yaşama dair bildiği her şeyi
    Ve sonra hepsine rengarenk kağıtlar verdi
    Ve bu kâğıtlardan resim yapmalarını istedi
    Ve dağları ve ormanları ve tüm güzellikleri
    Ve güneşi, aydınlığı ve sevmeleri.

    * * *

    - and dağlarında, toroslarda, bütün coğrafyalarda
    üzerinde ot bitmez yalçın kayalara yapışmış, kor bir bakıştır gözlerim
    günün sıcağından yangın düşer üstüme, gece ayazında donar küllerim
    çırılçıplak ufuk çizgimin her noktasında, çırılçıplaktır sınır kulübeleri
    anlatılamamış dünyaların yalnızlığı gibi, ıssızlıktır hepsinin nöbetçileri
    ama günü gelecek bilirim, fişek gibi kahkahalarla kaplanacak gökyüzü
    bildiğim için bin asır geçse de beklerim, insanlığın görmek için güzel yüzünü.

    ...

    -çocuk oyunları başkadır, başkadır oyunlar arenada
    kuş uçmaz günlerden bir gün, kervan geçmeyen gözlerimin önünden
    elleri rengarenk kağıtlı çocuk sesleri, çağlayanlar olup çağladı birden
    hiç tanımadığı nefesleri, sabah öpücükleri gibi, teninde bulunca doğa
    düştü depremlerle yarılmaz, taşkınlarla taşmaz, bir derin sarhoşluğa
    çocuklar, ellerindeki renklerden, bütün çirkinliklere yama yapıyordu
    ama geride gözden nasılsa kaçmış ve aydınlığı tanımamış bir kovuk yatıyordu.

    ...

    -yazıdan çok daha önce, yazıdan çok daha sonra
    ve önce çığlık, sonra çığlıksız bir çocuk, kanlar içinde yuvarlandı yere
    kovuk karanlığında besili, bin yıllık örümcek eli, dokunuverince tetiğe
    sevgiden daha da önce tanıttığından, ihanetin gerçek yüzünü, yüzyıllar
    ah ne yapsak hep böyle, aynı meydanda birbirine benziyor yok oluşlar
    işte kaybolup gitti sonunda gene çocuklar, daha önceden gittikleri gibi
    kendisi de bilmediğinden olacak ihaneti, öğretmen sadece bunu öğretmemişti.

    * * *

    Ve öğretmen ayağa kalktı, günlük dersini bitirmişti
    Ve iyi günler çocuklar derken, bu kez gülümsemedi
    Ve çocuklar yerlerinden kalkmadan, öylece bekledi
    Ve kapıdan içeri hızlı adımlarla, bin yıllık tarih girdi
    Ve tarih gün sonu yoklaması için, çıkardı defterini
    Ve çizdi vurulup ölenin cismini, diğerlerinin ismini
    Ve işte böylece bir nesil daha silindi…

    Güzel ve anlamlı bir kaptan şiiri.

    Cevap Yaz
  • Kemal Polat
    Kemal Polat 14.12.2009 - 12:38

    -yazıdan çok daha önce, yazıdan çok daha sonra
    ve önce çığlık, sonra çığlıksız bir çocuk, kanlar içinde yuvarlandı yere
    kovuk karanlığında besili, bin yıllık örümcek eli, dokunuverince tetiğe
    sevgiden daha da önce tanıttığından, ihanetin gerçek yüzünü, yüzyıllar
    ah ne yapsak hep böyle, aynı meydanda birbirine benziyor yok oluşlar
    işte kaybolup gitti sonunda gene çocuklar, daha önceden gittikleri gibi
    kendisi de bilmediğinden olacak ihaneti, öğretmen sadece bunu öğretmemişti.

    * * *

    Ve öğretmen ayağa kalktı, günlük dersini bitirmişti
    Ve iyi günler çocuklar derken, bu kez gülümsemedi
    Ve çocuklar yerlerinden kalkmadan, öylece bekledi
    Ve kapıdan içeri hızlı adımlarla, bin yıllık tarih girdi
    Ve tarih gün sonu yoklaması için, çıkardı defterini
    Ve çizdi vurulup ölenin cismini, diğerlerinin ismini
    Ve işte böylece bir nesil daha silindi…


    Cevat Çeştepe
    ------------------
    Yeter artık ustam, yeter!... bitsin bin yıllık yalnızlığımız
    Bir gününe bile tahammülümüz kalmadı....
    Su kenarlarında yalnız açan nergizler de ağladı
    Tüm yalnızlıklar gömülsün gölgeli çukurlara,
    Çocuklar da ölmesin ustam.... veda edelim yalnızlıklara.

    Nişan almışken, tetiğe basacakken...
    dizlerinin hizasına indirdi tüfeğini Mümtaz hocam.
    'Yapamam Kemal, yapamam oğlum' diyerek titrek dudaklarından,' Yalnız da olsa , varsın dolaşsın
    en sona kalan tek beyaz tilkimiz, bu dağlarda'
    derken, göz yaşları yanaklarından süzülüyordu.

    Bin yıllık değil ama 65 yıllık bir anıyı, yalnız ilk okul hocamı, ve köyümüzün dağlarında tek başına yalnız dolaşan, kar beyazı tilkimizi hatırlattınız bana,
    felsefesi ve bütünüyle harika şiirinizle.
    Gönülden, sevgiyle kutluyorum sizi, değerli dostum sevgili Çeştepe. Kemal Polat
    kar beyazı tilkimizi

    Cevap Yaz
  • Yüksel Nimet Apel
    Yüksel Nimet Apel 14.12.2009 - 12:33

    Ve öğretmenin gözyaşı iksir olup, bütün kötülükleri sildi. Çünkü öğretmen anne ve babadan sonraki şefkatli sevecen, bilge bir veli idi...Naçizane böyle bir şey yazmak geldi içimden...Zira bu güzelliğe yorum yazmaktan imtina ettim...Şu kadarını söyleyeyim ki bu bin yıllık yalnızlık, dünyanın oluşumunun başında başladı...Dileğimiz, böyle değerli kalemler sorunları naif bir biçimde, öfkeden ihtirastan uzak, kendine güvenen filozoflar olarak bu gidişatı bir nebze olsun değiştirir...Bu şiiri Çocuklar da okumalı ne anlıyorlar onlara sorup, onların da fikrini almalı...Çünkü o kadar masum bir o kadar da çok zeki çok akıllılar ve böyle bir nesil kısa sürede yeni Atatürkler çıkaracak eminim...Çok uzun bir yazı oldu mazur görün; böylesi bir yorum anlayana yazılır, ve anlayan da maalesef bir elin parmak sayısını geçmiyor...Böylesine düşündürücü, düşünerek emek vererek yazdığınız bu eseri,bizlerle paylaştığınız için kendi adıma müteşekkirim...

    Cevap Yaz
  • Hayri Türkoğlu
    Hayri Türkoğlu 14.12.2009 - 12:27

    tebrikler üstad muhteşem

    Cevap Yaz
  • Canan Onuş
    Canan Onuş 14.12.2009 - 12:20

    yazıdan çok daha önce, yazıdan çok daha sonra
    ve önce çığlık, sonra çığlıksız bir çocuk, kanlar içinde yuvarlandı yere
    kovuk karanlığında besili, bin yıllık örümcek eli, dokunuverince tetiğe
    sevgiden daha da önce tanıttığından, ihanetin gerçek yüzünü, yüzyıllar
    ah ne yapsak hep böyle, aynı meydanda birbirine benziyor yok oluşlar
    işte kaybolup gitti sonunda gene çocuklar, daha önceden gittikleri gibi
    kendisi de bilmediğinden olacak ihaneti, öğretmen sadece bunu öğretmemişti.

    * * *

    Ve öğretmen ayağa kalktı, günlük dersini bitirmişti
    Ve iyi günler çocuklar derken, bu kez gülümsemedi
    Ve çocuklar yerlerinden kalkmadan, öylece bekledi
    Ve kapıdan içeri hızlı adımlarla, bin yıllık tarih girdi
    Ve tarih gün sonu yoklaması için, çıkardı defterini
    Ve çizdi vurulup ölenin cismini, diğerlerinin ismini
    Ve işte böylece bir nesil daha silindi…

    Sus kaldım, öylesine muhteşem resmetmişki dizeler çağı ve hayatı, dondum kaldım..ama umudun yaktığı ışığı görünce araya serpiştirilmiş soluk aldım...Bu kalemi seviyorum, düşündürüyor insanı, yüreğinize sağlık şair...hep yazın bizlerde nasiplenelim..Alkışlarım yazdıran yüreğinize, sevgi ile kalın.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 126 tane yorum bulunmakta