Susuz kalmış güller gibi,
Boynum bükülü, bükülü,
Bağrımda yaralar açtı,
Yârimin siyah kekili,
Çağırmadan gelir idi,
Gönül bahçemin tüm kapısını,
Açtım ki rahatça giresin diye,
Renk renk desen desen çiçek ürettim
Belki bir gün gelir derersin diye.
Yeşilin her tonu, dört bir yanımda,
Bu saatten sonra, gelsen ne yazar,
Geç kaldın güzelim, vaz geçtim senden.
Kalbim çok soğudu, buzlaştı dünden,.
Geç kaldın güzelim, vazgeçtim senden.
Bir parmak bal sürdün benim dilime,
Gâvur Dağlarının Yalnız Kurt’u
Şehit polis Kadir Kızar Ağabeyimin ardından.
Gökler gümbürdedi, yerler yarıldı.
Bir duyduk ki! Kadir Baba vuruldu.
Koca gazi, gönüldaşım ne oldu?
Kınalı kekliğe benzer.
Osmaniye güzelleri.
Kaş altından gözün süzer.
Osmaniye güzelleri.
Sabahları erken kalkar,
Yüreğim dört parça biliyor musun?
Birinde hayalin, birinde resmin.
İnanmazsan vur hançeri parçala,
Birinde suretin, birinde aslın.
Her an sinemdesin, her zaman bende,
Çocuğun beşiği,
Çorbaların kaşığı,
Bahçemin yakışığı,
Ağaçtır ağaç.
Ağacı çok sev, koru.
Bir dünya arzuluyorum her zaman.
Öyle uzaklarda değil.
Kendi içimde olmalı diyorum.
Kalbimin en derin yerinde.
Kimilerinin istediği gibi,
Yeşillikler olması şart değil.
Hani sen babaydın, ne oldu sana?
Nerde adaletin? Ey devlet baba.
Eskiden verirken, pay, pay ederdin,
Şimdi veriyorsun, ‘’şey,, devlet baba.
Tuş oldu çoğumuz, sırtımız yerde,
Sen nasıl bir şeysin, ey yalan dünya,
Boşuna gizleme, yüzün it senin.
Boynuma geçirdin, yağlı urganı.
Beni paralayan, hain çark senin.
Kime yar oldun ki! bana olasın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!