Kır kızılı pelerinini bir savur göreyim.
Anlamayan hiçbir şey bilmez, yaşamayan.
Hala insanları önemsiyor musun?
Kendi yapacaklarını onlar yapacak.
Neredeysen oradasın,
sanırım iznim bu kadarına.
Olsun, gocunmam ben, üzülmek boşa.
Benim görevim çırpınmak.
Uzanmak, ve yakalayıvermek çabucacık.
Öyle isen, başka bir yerde değilsin, nerde isen
ama nasıl bir sürpriz de oldu bu! ...
Böylesini değil, ancak sürprizi, severim.
Görünmeyen, hatta zor sezilir,
zor sezilmesi korunmuş anlamında
ve ulaşarak gerçeğe çıkmış
şeylerle uğraş dur... Kurmak saati,
bir gelişin olmalı müjdecisi
Dolunayda melodi kadar
içine gömülmüş boğumların arzulanışı;
sonsuz bir sihir,
yarım kesilen kuşun tünediği tel,
avuç içinde kırmızı kalpler...
meraklı gözbebeği
yarına davacı.
Bebeğin kundağı sınırsız bir beşik.
Ki sonsuz değil çünkü doğar bebek;
evren genişliyor, sınırsız,
sonsuz derdik harekette genişlemese.
Yan yan gelmek, öylece.
Sevgi tomurcukları, aşk yoğunlukları! !
İki görüntü bir pelte vardır ki;
amipler görür, en omurgalıdır:
Geçit töreninden geçmek istemezler
ama her seferinde de buna mecburlar!
Görün bakalım size yabancıyı!
Hayır işlemek veyahut hayır demek.
Ötesi yok bu işin, öteberisi...
Taşıdıkları bütünüyle kendisinden.
Kendinin, kendi olan şeyler de.
Akın AkçaKayıt Tarihi : 12.12.2007 04:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!