o bilmez denizi, bende canımın içi
dereleri iyi biliriz ama mütevazıdırlar
kadir kıymet bilene her nimetten sunarlar
kızdığı zamanlar da olur insanlara
köpürüp çamura boyandığı anlarda
bir güvercin kadar uysaldırlar aynı zamanda
biz gemileri de bilmeyiz canımın içi
martılara simit ikramında bulunmadık hiç
güvertesinde gezinmedik mesela
iyotla mest olup çay da içmedik, anla
ama pınarları çok iyi biliriz
her gözeden ayrı bir masal dinlersin
her yudumunda ayrı sevda yaşarsın
yazın sarı sıcaklarında onda nefes alırsın
biz şehirli değiliz canımın içi
öz be öz köylüyüz, bakır sahanlardır tabaklarımız
çatal yoktur, şimşir ağacındandır kaşıklarımız
yer sofrasında yeriz yemeğimizi
yalnız ekmeğimiz için incedir boynumuz kıldan
yalnız onun için diz çökeriz, şüphe geçmez aklımızdan
pazenden elbisemizdir şık olarak bildiğimiz
bir de içi dışı temiz olmayı isteriz
anamdan öğrendik adab-ı muaşereti
şu gazellerin içinde açan çiçek gibi
şimdi söyle bana canımın içi
ben gazelim sen çiçek mi
14.04.2010
Hatice AkKayıt Tarihi : 10.7.2015 09:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu bir hicivdir, şık mı şık salonlardan, ışıklardan, danslardan söz eden bir şiiri okuduktan sonra düşünürken, bir çuha çiçeği gördüm gazeller içinde. Güzelliği görüntüde sananlara ithaf olunur.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!