Ölüm doğurdu geceler karanlıklara ana eyledi
Altay ve Ötüken'den gelen rüzgarla kopuzlar titredi
Arş ileri ozanlar durmadı söz söyledi
Aktı gitti Tanrı Dağlarından yiğitler ilerledi
Lâl olmuş diller Türk vurdu kefere dinledi
Azgınca çırpındı da Karadeniz Türk diye inledi!
Yandıkça büyüdü kökümüz,
Öfkem geldi uğradım hep mısralarına!
Söz söyledik diyâr diyâr asırlarca,
Mutemadiyen kükredik bozkurt edasıyla,
Yer gök biz Türk’üz diye inledi!
Masaların üstünde insanlar,
Fütursuzca bağrışmalar.
Gelene geçene,
Geçmişe geleceğe sövenler
Yol ayrımları... Üzüntüler...
Yeni başlangıçlar ve sevinç.
Bu yağmur,
Çisil çisil topraklar üzerine,
Göklerden gelen bir emirle
Bir anne edasıyla büyütüyor,
Toprak ananın yeşil saçlarını...
Duyuyor musun?
Zaman akıyor parmaklarımın ucunda,
Olmadığın diyarlar dumanlı, paslı sisli…
Işıklar sönmüş, yok olmuş tüm kaldırımlar
Yargılanıyor yollar aşk suçundan…
Öyle bir dert ki,
Var etmez bu cihanda seni...
Avare dolaşırım sokaklarda,
Derler bana deli...
Bulamazsın,
Her bir mezarı açıp baksan!
Saatimi kuruyorum yeni bir güne
Dağlara, çiçeklere, su seslerine
Zaman akıp giderken ıssız
Ben saatimi sana kuruyorum.
Ben zaten kafayı yemişim,
Yirmi dokuz harf ve bir kalemle.
Gözlerimde gözlerini aramışım,
Elimde bir kadehle.
Ruhumu zülfünde yormuşum,
Sen ve sensizlikle.
Mağrur bakışlı yıldızlar,
Söz kırılıp döküldü kanlar altında...
Söz söylemeye ne hâcet...
Gözler kanar buram buram, gönül dağında...
Yiğidim örselenme! Bu bir hain pusudur,
Kızılırmak kararlı, Yeşilırmak'ı kucaklama günüdür.
Yitiyoruz her gece damla damla
Bir cenaze kalkar birazdan bu kaldırımda
Şimdi ne bir huzur ne de bir anma
Kalbim gözyaşı denizinde bir sandalda.
Bu gece mehtap gibi sona gidiyor aşklar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!