Ey nefsim kaç bakalım kaç sen
Daha ne kadar kaçacaksın sen
Başıma daha ne işler açacaksın
Fizana da gitsen kurtulamazsın
Baki değilsin ki ilelebet yaşayacaksın
Bakışmamız ayla güneşin bakışması gibi
Ayrılmamız ayla güneşin ayrılmaları gibi
Vuslatımız, rahmetin toprakla buluşması
Alıngan-kırılganlığımız, med cezir misali
Hasretimiz toprağın yağmura hasreti gibi
Dün biri yer biri bakarken kıyamet kopuyordu
Günümüzde birisi yerken on binler bakar oldu
04.06.2004-08:06
Aşk Ateşten Gömlek
Girse de dağlar deryalar aramıza mani olmaz sevgimize
Çünkü, herkes duydu birbirimize deliler gibi sevdiğimize
20.10.2004-10.20
Ah Leyla’m toprağın yağmura haset kaldığı gibi hasretim
Kavuşup toprağın yağmura doyduğu gibi doymak isterim
Yoksa, başka hiçbir şeyle bastırılamaz içimdeki o hislerim
Leylâ’m, yıllarca seninle yoğrulup, buharlaşmayı düşlerim
23.01.2003-01:23
Düşünce ekser dostlarımın maskeleri de düştü
Tanık olduklarımı anlatmak, çok mu çok güçtü
Çünkü, gördüklerim görmek istediklerim değildi
Duyduklarım da duymak istediklerim hiç değildi
Meğer ne kadar da çok ak gün dostum varmış
Ben Bayram memleket Manisa/kula
Hayatta rastlamadım, hasbi bir kula
Böylesine, nerde arayıp, nerde bula
Dost eliyle çok satıldım üç beş pula
Bir kış sabahı, açılmış gözlerimin perdesi
İnanmıştım Hakka inananlara
Güvenmiştim güven verenlere
Bir kere olsun bakmadılar yüzüme düşünce yere
Oysa, uğurlarında göze almıştım ölümü kaç kere
Yazıklar olsun kadir kıymet bilmeyenlere
Canlılar tatlı nidayla gelir bu aleme
Veda acılarıyla yoğrulurlar hayatta
Acı bir nidayla, veda eder bu aleme
O böyle yaratmış bu aleme kime ne
Her veda sonucu, akar gözden yaşlar
Ah bu eller bana yaban geliyor
Yediklerimse çok yavan geliyor
Vatan hasreti yüreğimi deliyor
Yadellerde hep sam yeli esiyor
Ahh şu yaban eller, yaban eller
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!