Rüya yetmez gibi geldin baharımda şitadan
Şita kayboldu nurundan o rücû ettiği an
Güya Allah malikiymiş vücudum ve ruhumun
Bir ayrılık türküsü vuruyor kayalara
Nakaratı sen olduğun.
Çiçeklerden böceklere, sürüngenlerden kuşlara
Beste yapıyor hülyalarımda senin bulunduğun.
Şimşekler çakar, fırtınalar eser, kasırgalar kopar
Bir vapur yol alıyor Karadeniz'de
Özgürlük şarkısı söylüyor Anadolu'ya
Selam çakıyor tüm Karadeniz illerine
Diyorlar: ''Bu yol gider Kızılelma'ya.''
Gürleyen dalgalar, kopan fırtınalar
Keşke ömrümüzü de paylaşsak diyorum
Kiminden birkaç gün alsak kiminden birkaç hafta
Ben mi ne kadar paylaşırım?
Bir ömrüm de feda olsun onun gülüşüne.
Birkaç gün ara versen n'olurdu?
Ya da onu şimdilik es geçsen ya ah ecel!
Kulağımıza okunan ezan ile geldik
Sela ile gitmekten korkmayız ansızın.
Yürürüz ebediyete arkamıza bakmaksızın,
Biz ölümü en yakın dostumuz belledik
Aşık olduk, üzüldük, mutlu olup sevindik
Dişi bir kaplan gibi asilliğin var duruşunda,
O asillik ki eşi yoktur senden gayrı cihanda.
Karşı konulamaz bir güzellik var varlığında
Sen beni esir ettiğin için özgür oldum.
Senden gelen ızdırap, ruhuma bir hazdır.
Sokakbaşında bir adam bekliyor,
Ölüm paltosunu çekmiş üzerine.
Bana uzaklardan göz kırpıyor,
Fısıldıyor: "Az kaldı kavuşmalarımıza"
Sırtımı dönüyorum, tabi korkudan biraz.
Gülsen sonsuza kadar
Çiçekler açsa yalaz dudaklarında
Bir görsem bir görsem
Güldüğünde şarkı söyleyen kuşlara
Ve eski yârini anımsayıp ağlayan semaya
İsmini söylesem
Kilosu bedava olan yalanların
satıldığı pazarda kayboldum küçük bir çocuk gibi
yüzlerce kararmış yüz arasından geçerek
bakıyorum tezgahlarda satılanlara
kiminin karakteri kiminin namusu serilivermiş
birkaç kilo domatesin yanına
Ah sonbahar, hazin sonbahar!
Kelimelerle tarif edemediğim duygularımın
Mütercimi olmalısın
Günlük güneşlik hayallerimin ardından
Dökülen umutlarım olmalısın!



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!